Play-off ilk maçında rakibimiz olan Altınordu takımının bize karşı aldığı önlemler ve hamleleri, bizim de rakibimize karşı aldığımız önlemler ve hamleleri değerlendirdiğimizde; iki teknik adamın arasında uçurum niteliğinde farklar çıkıyor ortaya.
Farkların esas oluş nedenleri dediğimizde iki tane çok önemli unsur öne çıkmıştır kanaatimce.
Farkların biri, iki takımın toplamının önüne geçen ve sahanın en lider oyuncusunun Ahmet ilhan Özek'in rakipte olması.
İkinci fark ise önlem alınması kolay ve önlem alındığında hücum anlamında zorlanıp, stoperlerinin ağır olduğu bir Samsunspor olmasıydı.
Bu farklar Altınordulu teknik adamın işini kolaylaştırırken, şimdiye kadar kapalı oyunlara karşı çözüm bulamayan Ertuğrul Sağlam'ın işini zorlaştırıyordu.
Altınordulu Teknik Direktör Hüseyin Eroğlu'nu tebrik etmek gerekiyor.
Ne istediğini bilmek ve bunu oyunculara aktarmak ve de bunu Samsunspor gibi rakibe karşı kabul ettirmek önemliydi.
Altınordu takımının bize göre işleri daha kolay olsa da ‘İLETİŞİM’in ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamış olduk.
Aslında iki ayaklı maçlarda deplasmandan istediğini almak için sahada işi daha kolay olması gereken takım Samsunspor'du. Buradan da rakibin bize neyi kabul ettirdiği ya da bizi keklediğini anlayabiliriz.
Ertuğrul hocama sorsam, ‘Bir tane sprinter stoperin var mı?’ desem kimi söyleyebilir?
İllaki bir şeyler söyler. Erkam’ı çekerim der, Mücahit’i çekerim der, söyler yani bir şeyler.
Arkadaşlar takımımız mağlup ise son bölümde baskıyı zaten kurarsın ama en doğru ve en etkili şekilde yapmalısın.
Oyun son bölüme sıkışmış, sahanın iki uzun boylu oyuncusundan biri olan Veli'yi yan toplara geçmemize rağmen gol bölgesine göndermemek akıl karı değil. Akıl tutulması desem yanındaki yardımcılar ne iş yapar, anlamak mümkün değil.
Yaşanılan durumların Ertuğrul Sağlam'ı dağıttığı ve yardımcılarının da vasıfsız kaldığı net ortadadır.
Açıklamalar ile Yüksel Yıldırım, Ertuğrul Sağlam'ı dağıttı.
Ertuğrul Sağlam da saklı göndermeler yaptı ama zararını hepimiz gördük görüyoruz da…
Şimdi cumartesi akşamı ne yapacağız?
1-0’lık sonuç telâfi edilebilir ama nasıl?
Bana göre bunun tek çözümü maça forvetsiz başlamak ve kalabalık orta saha ile geriden çoklu hücumlar ile rakip sahada girdaplar oluşturup goller bulmak.
Rakip kuvvetle muhtemel bekleme oyununu en koyu şekilde uygulayacak çünkü skor avantajı var.
Bu bekleme oyunlarına en etkili yol geriden çoklu hücumdur.
Ahmet ilhan Özek'i gerektiği şekilde kontrol altına almamız mutlak ve elzemdir.
Bu şekilde inanıyorum ki istediğimiz sonuçları alırız.
Yoksa önde Nadir ve Mathias ile kısır döngüde kalır, saç baş yolmaya devam ederiz.
Cumartesi akşamı localarımı doldururuz, tribünlere mi taşarız bilmem ama DOLMALI ve TAŞMALIYIZ.
Sekiz günlüğüne tüm sıkıntılar kenarda kalmalı.
Ve şampiyon olmalıyız…