Temel akrabası Dursun'un yanına yatılı misafir gider.
Gece karnı ağrır ve çok sıkışır.
Yalnız WC’ye yatana kadar gitmediği için WC’nin yerini bilmez.
Herkes uyuduğu için kimseye de WC’nin yerini soramaz.
Temel'de kaldığı odanın camının önündeki çiçek dikili saksıya büyük ihtiyacını görür ve saksıda operasyon yapar ve gizler.
Temel gider memleketine, sonraki gün evde bir koku yayılır.
Her tarafı temizler Dursun ve ailesi. Yine de koku gitmez.
O kadar temizlik yapılmasına rağmen koku gitmeyince Dursun evi değiştirir tabi. Saksıda ev eşyası olduğu için oda yeni eve girer.
Yeni eve taşınmalarına rağmen koku hâlâ devam etmekte…
Bu durumu analiz eden Dursun ve ailesi, kokunun Temel geldikten sonra başladığını anlarlar.
Ve Temel'i ararlar.
Dursun, “Temel her nereye s.....san söyle de bizi bu kokudan ve çileden kurtar” der.
Şimdi takımda öyle bir Sıkıntı var ki kronikleşmiş artık.
Gelen oyuncuların sanki turbosu alınıyor.
Hocalarımız hatalar zinciri oluşturmaya başlıyor.
1 yiyip 3 atan oyun sistemimiz olacaktı!
Oyunda sıkıntı var.
Oyuncularda sıkıntı var.
Sakatlar iyileşmiyor.
Sakatlıklar çok kolay oluyor.
Oyuncu değişiklikleri, oyuncu tercihleri sıkıntılı.
Hocanın açıklamaları fiyasko, hikaye tarzında.
“Rakip istekliydi ve hak ettiler.”
Bu tür açıklamaların sayısı çoğalıyor.
Biz niye istekli değiliz ve hak etmiyoruz.
Yani işin özü, kim nereye pislediyse çıksın adam gibi konuşsun.
***
Aşınızı olun.
Maskenizi takın.
Yapacak bir şey yok, stadyumda yerimizi alacağız.