Yılport Samsunspor, dün Altınordu’ya konuk oldu. Beni mutlu eden Yunus Emre’nin formayı bir kapıp pir kapmasıydı. Takımın değişmez elemanı olarak açtığı yoldan pek çok gencin geleceğine inanıyorum.
Maça etkili başlayan, oyunu rakip alana yıkıp gol arayan taraftı Samsunspor. Ev sahibinin kontra ataklarla çıkmasına, pozisyona girmesine de izin vermeyen bir direniş gösterdi.
Devrenin ortalarında Savicevic’in attığı gole kadar Tomane ve Hasan’ın şutları aslında golün habercisiydi. Yasin’in ceza alanına içine yaptığı ortayı Tomane yumuşatıp, yere indirdi. Savicevic için yapılacak tek şey düzgün bir vuruştu. O da gereğini yaptı.
Fuat hocanın gelişiyle takımda yaşanan ün büyük değişim, yardımlaşma, takımdaşlık, etkili pas trafiği ve tempolu oyun. Buna bir de rakibe pozisyon vermeme eklendiğinde, fotoğrafa bu şekilde bakarsanız geçmişle mukayese ederseniz farkı fark edebilirsiniz.
İlk yarının sonlarında Ali Ülgen’in, bencil davranması ya da kendinin tasarrufta bulunması ikinci golün atılmamasına neden oldu. Tercihini çok müsait pozisyondaki Yasin’den yana kullanabilirdi. O kaleye şut çekmeyi tercih etti, olmada tabi ki.
İkinci yarıda sahada farklı bir Samsunspor vardı. Rakibe geniş alanlar bırakıldı. Oyunu kendi alanında kabul etti. Ev sahibi ekip iki dakikada Ahmet Dereli ile mutlak gol pozisyonları buldu. Nurullah izin vermedi. Kurtarışları mükemmel idi.
Oyunu oynayan Altınordu, seyreden Samsunspor olunca özellikle sol kanattan etkili ataklar yendi. Kaleye çekilen şut sayısı arttı. Skoru koruma içgüdüsünde maçı yaşamak çekilmez bir hal aldı. Melih’in yerine oyunu Çinari alındıysa da etkili bir oyun sunamadı. Bu haliyle devre arasında gidecekler listesinde yer alır.
Takım, rakibin bir kalesi olduğunu 70. dakikada hatırladı. Organize gerçekleştirilen atakta Tomane’nin şutunda top savunmaya çarpıp kornere gitti.
Hemen her maçta kaleye çokça şut çeken Tomane’nin emeklerinin karşılığını alamamasına üzülmüyor değilim. Kendisini sadece forvette değil, Cihan gibi sahanın her yerinde gördük. Arı gibi çalışıp durdular.
Altınordu takımı kaptansız gemi misali Ahmet İlhan’ın yokluğunda rotasın bulamıyor. Gençlerde bir yere kadar oynuyor.
Maçın sonlarına doğru yapılan Savicevic-Fofana değişikliğiyle Yasin soldan sağ geçti. Bu rotasyon sonucu öyle bir pozisyon yakalandı ki topu kaleye şutlayacak kimsenin olmaması saç baş yoldurdu. Maçın sonlarına doğru yapılan ataklardan gol sesi çıkmamasını beceriksizlikle örtüştürmek mümkün.
Fofana’nın uzatmalarda attığı artistik gol ile maçı kazanan taraf olduk.
Maç öncesi konuştuğum Başkan Yüksel Yıldırım ile aynı fikirde buluşmuştuk.
Bu maçı kazanırsak devre sonuna kadar oynanacak dört maç çok farklı olacak dedik. İnanıyorum ki öyle de olacak…