KAÇ seçim dönemi yaşadığımı hatırlamıyorum.
Ama senaryoların nasıl başlayıp, nasıl bittiğini iyi biliyorum.
Eş, dost sohbetinde çok konu olmuştur.
Hep sorarlar;
‘Abi bu belediye başkanlarını nasıl tespit ediyorlar’ diye.
Aslında biraz değişik sorulmalıydı;
Kimler belediye başkanı olmalı?
Ya da kıstas ne olmalı?
Önce adam olacak tabii…
Adam olacak ki sözleri de adam gibi olsun.
Boşa konuşmasın.
Boş atıp, dolu tutmasın.
Öncelikle kendi işinde saygın olsun.
Geçmişi üretkenliklerle dolu olsun.
Toplum içinde bir saygınlığı olsun.
Olsun ki o saygınlık makam hayatında rehberi olsun.
Karşılaştığımız manzaralar bu tespitleri teyit eder durumda.
Gelen 5 yıl görev yapıyor.
Çoğu da sonrasında hatırlanmıyor.
O nedenle görev süresi başladığında yeni çevresini seçerken özen göstermeli bir makam sahibi.
Hem kendi teşkilatınca…
Hem bürokrasi kısmında görevlendirdikleriyle sağlam adımlar atabilmiş olsun.
Teşkilatı yaptığı icraatlarıyla onu yeni bir seçim döneminde sahiplenebilsin.
5 yıl hizmet ettiği halk artık onun yerine bir başkasını düşünemesin.
Peki öyle mi oluyor?
Olmuyor elbette.
Döneminin içini dolduramayanlar seçim mağlubiyetini ona, buna yıkmaya çalışıyor.
Boşa geçirdiği yılları unutup,
Makamın başkalarına hediye edildiğini düşünüyor.