YILLARDIR şikayetçiyim bu konudan…
Rahmetli Sedat Çakır, Polis Dayanışma Derneği’nin ilk başkanıydı.
Samsunspor yönetiminde beraber görev yaparken bir gün geldi ve ‘Enişte seni Fahri Trafik Müfettişi olarak yazacağım, ne diyorsun’ diye sordu.
Kıramadım tabii olur dedim.
Kuruluşun ‘8’ numaralı üyesiyim.
1990’lı yılların başından beri Samsun’da bu görevi ifa etmekteyim.
Ama hep şikayet ederek…
Çünkü hep üzerinde titizlikle durduğum bir konu var;
- Fahri Trafik Müfettişi her konuda ceza yazmaz!
- Bir yerde pusuya yatıp, elindeki makbuzu aynı gün ceza yazarak bitirmez!
Bunun yöntemi gündelik hayatınızda işinizi yaparken rastladığınız ağır trafik kusurlarını tespit ettiğinizde size verilen yetkiyi kullanmaktır.
O da bulunduğunuz noktada trafik polisi veya kamera kayıt cihazı olmaksızın…
Ben söyler dururum ama müfettişliği meslek haline çeviren bazı kafalar tam aksini uygular.
Bu da çoğu Fahri Trafik Müfettişi uygulamasını sorgular hale getirir.
İtirazlar olur.
Mahkemede itiraz edilir.
Ceza geri döner.
İtibar yerle yeksan olur.
Birkaç kez bu konuyu samimiyetimin olduğu emniyet müdürlerimizle de konuşmuştum.
Eminim emniyet camiasının bu konudan sorumlu emniyet müdür yardımcıları da çeşitli vesilelerle yaptıkları toplantılarda FTM’lerle paylaştılar.
Tabi sonuç alamadılar.
Çünkü eline makbuz geçirmiş bazı cahil okumuşlar önlerine gelene ceza yazmaya devam ettiler.
Sırf bu nedenle uzun süre ceza yazmaktan imtina ettim.
Dün, ‘Fahri Trafik Müfettişleri her şeye ceza yazamayacaklar’ haberini okuduğumda da ziyadesiyle memnun oldum.
Şimdi eğitim şartı da getirilecekmiş.
Yerinde olmuş.
Zaten bu memlekette inanın en çok okumuş cahillerden korkacaksın.
Zira sulanmış, içlerinde eksik kalmış arzularını milleti cezalandırarak çıkartmaya bayılıyorlar.