DÜN, 19 MAYIS ATATÜRKÜ ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI’NIN yeni bir yıl dönümünü daha kutladık milletçe.
İçimiz buruktu ama…
Her geçen yıl sanki bazı değerler biraz daha soğutuluyor.
Sıradan şeyler haline getirtilmeye çalışılıyor.
Kimin ne düşündüğünü bilmem.
Neler hissettiğini de…
Ama ben 19 Mayıs çocuğuyum.
Atatürk’le doğdum.
Onunla büyüdüm.
Onunla öleceğim.
Bizim kalbimizde yaşattığımız bayram, unutturulmaya çalışılan her türlü değerin üstündedir.
Onun için tasarruf uyutmasıyla 19 Mayıs’ı kutlamayanlara üzülemiyorum bile.
Zira 19 Mayıs’ı kutlamak tasarruf tedbirlerince(!) yasak artık bu ülkede...
Birçoğunun işine gelmediği için.
Birçoğunun tasarrufa can simidi gibi sarılıp, ilan vermediği bu günde…
Ben;
İlan veremeyen tüm belediyelerin ve belediye başkanlarının 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramlarını ben, bir birey olarak kutluyorum.
Sorumluluk sahibi olmaya gelince;
Haftanın son günü yazdığım yazıya ilgi gösterip, gereğinin yapılmasını isteyen Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel ve o günde adını vermediğim ama beni arayarak gelişmelerden haberdar eden belediye başkan yardımcısına teşekkür ediyorum.
Konunun muhatabı onlar.
Gereğini yapıp, yapmamak onların bileceği iş.
Ben sadece bir birey olarak bizzat yaptığım ziyaretin umursanmamasını ve dönüş yapılmamasını üzücü bulmuştum.
Ama herkesin kendine göre bir meşgalesi var.
Mesaileri uzun.
Zamanları kısıtlı.
Bir büyükleri olarak elbette anlayışla karşılarım ama bir kez yaptığım müracaat için yeniden aramamın beklenmesini kabul etmem.
Böyle bir hafifliğe bugüne kadar imza atmadım.
Bundan sonra da atmam.
Sorumluluk sahibi iseniz, tavırlarınız da ona göre olacak.
Zira sorumluluk, kişinin kendini değil, muhataplarını mutlu etmesini ve karşılarındakini önemsemelerini emrediyor.
Yoksa işin sahibi de, yaptırımcısı da sizlersiniz.
Görev anlayışınız neyi emrediyorsa, o yolu takip edersiniz.