Samsunspor takımı, Rizespor ve Manisa FK’dan sonra bu ligde en çok beraberlik alan takım olma özelliğine sahip…
Dokuz kez sahadan sadece bir puanla ayrılan bir takımın zirve mücadelesi verirken bu denli puan kayıpları yaşaması biraz garip.
Takımın en iyi yönü çokça gol pozisyonu üretebilmesi…
Süper lig ve l. Lig maçlarını kaçırmaksızın takip eden biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki Samsunspor takımı kadar, hiçbir takım etkili gol pozisyonuna girmiyor-giremiyor.
Bu istatistiğe rağmen takımın attığı gol sayısı bulunduğu ligin en fazlası olarak karşımızda duruyor.
Oynadığı 22 maçta attığı 37 golün ortalaması maç başına 1.6 olarak çıkıyor.
Ya kaçanlar?
İşte onun sayılarını tutan yok!
Ortalamasını da tutturan yok!
Son oynanan Manisa FK maçı hafızalarda tazeliğini koruduğu için değerlendirilemeyen fırsatları alt alta yazıp toplayabilmek mümkün…
Bu sezonun en talihsiz takımı olarak da bir vasfa bürünüldü.
Hiçbir takım yok ki elde ettiği 4 penaltıyı golle sonuçlandıramasın…
Evet, evet, tam dört penaltı kaçtı ve bu maçlardan kaybedilen puan sayısı rakam ile 9, sayı ile dokuz…
Yazık ki çok yazık!
Tüm bu değerlendirmelerden sonra kaçan balığın balina olduğunu görebiliriz.
Alınamayan puanları mevcut puana ekleyin, kaç puan farkla liderlik koltuğunda oturulacağına şahit olabilirdik.
Ama ortaya konulan oyunun adı futbol…
Her maçı kazanamazsınız, her fırsatı gole çeviremezsiniz. Kazandığınız gibi kaybedebilirsiniz de, ya da yenişemezsiniz de…
Anlatmaya çalıştığım kaçırılan fırsatların bariz bir şekilde pisipisine olduğudur.
Bu yaşa ve kariyere gelmiş profesyonel futbolcu ehliyetine sahip birine kaleci ile karşı karşıya kalındığında ne yapması gerektiği öğretilebilir mi?
Futbolun ilk seviyelerinde verilen bir eğitimi bu yaşta yeni başlarcasına gösterebilir misiniz
Mümkün değil…
Umarız bundan sonra ki maçlarda, yazdığımız ya da konuştuğumuz konu kaçırılan pozisyonlar değil gole çevrilenler olur.