Maç öncesi Boluspor’da, Naby, Landel ve Pobmec gibi üç önemli isim, Samsunspor’da ise Barış Alıcı, Emre Demir, Loura ve Ahmet Sağat yoktu.
En önemli eksik ise, son derece anlamsız ve de haksız, verilen maç izlememe cezası nedeniyle taraftarların olmayışı idi. Gelemediler, gelmeleri engellendi. Buna sebep olanları kınıyorum.
Takımın maç öncesi taraftarlara ayrılan tribüne gidip boş koltukları alkışlaması çok manidar bir davranıştı.
Ev sahibi ekip maça hırslı ve atak başladı. Her iki kanadı kullanarak yaptıkları ortalarla gol aradılar. Sonuca 8. dakikada gitmesini bildiler.
Savunmanın seyirci kaldığı pozisyonda Gökhan kafayla topu filelere gönderdi. Samsunspor gibi bir takımın bu kadar basit bir gol yemesi inanılmaz bir şey.
Kenar savunmacıları Harris ve Soner çokça adam kaçırdılar. 37. dakikada Hüseyin hoca çareyi Harris-Ali Ülgen değişikliğinde buldu. Aynı anda sakatlanan Benasser’in yerine Yusuf’u sahaya sürdü.
Beraberlik için rakip kaleye gidildiğinde ise saç baş yolduran son vuruş beceriksizliği yaşandı. Fofana iki net gol pozisyonunu bozuk para gibi harcadı. Douglas da iki kafa vuruşundan da sonuç alamadı.
İkinci yarıya Celil-Soner değişikliğiyle başlanıldı. Samsunspor adeta silkinip kendisine geldi.
İlk atakta da gol üretildi. Fofana’nın derinleme pasıyla savunmanın arkasına sarkan Douglas skora denge getiren golü kaydetti. Beş dakika geçmedi ki bu kez penaltı kazanıldı. Hakan Bilgiç topa eliyle müdahale edince ikinci sarıdan kırmızı görüp oyun dışı kaldı. Topun başına geçen Douglas takımını öne geçiren golü kaydetti.
Kazandığı topun değerini bilen ve pas alışverişini düzenli yapan bir takım görüntüsü verildi. Skoru korumak yerine artırma düşüncesi ile rakip kaleye adeta çullanıldı.
Fofana öyle bir gol kaçırdı ki o bunu hep yapıyor. Güler misin, ağlar mısın?
Neyse ki sahneye yine Douglas çıktı da tüm camiayı rahatlattı. Kornerden gelen topa şık ve sert bir vuruş yapıp kendisinin ve takımının üçüncü golünü kaydedip hattirick yapma onuruna erişti. Oyuna sonradan dahil olan Tomane farkı artırdı. Soner gol yağmurunda kendisinin de payı olsun deyip beşinciyi atınca gol perdesini kapatan isim oldu.
Kırmızı-beyazlı takım için mart ayı çok yoğun geçti. Hani derler ya, “dert ayıdır” diye. Bu söz Samsunspor için geçerli olmadı. Ay içerisinde oynanan 7 maçta da fire verilmedi.
Fikstür sıkışıklığı ister istemez futbolcularda mental yorgunluğa sebep oluyor. Bunu maçın ilk yarısında ziyadesiyle gördük. İki devrede iki farklı bir oyun izledik, ikincisinden pek de keyif aldık.
Camia olarak 19 haftadır çok ama çok mutluyuz.
Bileğimiz bükülmüyor. Ligin zirvesinde çok önemli apoletlerle oturuyoruz… Puan kaybetmemizi bekleyenlerin yüzleri gülmedi, gülmeyecek de…
Tebrikler, alkışlar emeği geçen herkese…