Bu ülkede adam harcamasını çok iyi biliyoruz.
Sen yeter ki bir yerlere hak ederek gel, yüzüne gülüp “hayırlı olsun, iyi ki de sen oldun, burayı en çok layık olan sensin” derler, aynı günden itibaren altını oymaya başlarlar.
Alın size yeni taze bir örnek!
A Milli Takımın Teknik Direktörünü yemek için çakallar, akbabalar iş başında…
Adamın sırtındaki gömleğin teri kurumamış, Galler gibi ekol takımı sahadan silerek, üzerinden silindir gibi ezerek yenmiş bir hocaya sorulan sorulara bakar mısınız?
“Göreve devam edecek misiniz?”
Haliyle, hoca önce soruyu anlayamıyor, yüz ifadesi şaşkınlık içerisinde. “Ne alaka, nerden çıktı bu soru?” diyor.” Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü?” diye düşünüyor…
Ama soruyu soran üstat gazeteciler ısrar ediyor.
Yıllardır gidilemeyen Avrupa Şampiyonası finallerine bu kez gitmek için eline büyük bir koz geçiren takımın hocasının görevden uzaklaşmasını istiyor.
Ermenistan ve Letonya’yı deplasmanda, en önemli rakibi olan Galler’i de evinde yenip grupta liderlik koltuğunda oturan takımın hocasına maç biter bitmez sorulacak soru mudur bu?
İnsan olan, alınan muhteşem galibiyetin mimarını tebrik eder, hakkını teslim eder.
Ama yok!
Kimin kurşun askerliğini yapıyorlarsa artık, hoca gitsin başkası gelsin…
Balık hafızalılar, daha düne kadar A Milli Takım’dan insanların soğuduğunu, maçlarını bile takip etmediğini, ne çabuk unuttular?
Kendi takımlarında oynamayan, müzmin yedeklikten çıkamayan, isimlerin torpille milli takım kadrolarına alındıkları gerçeği gün gibi aklımızda dururken bunlar kimin silahşörlüğüne kuşandılar?
Stefan Kuntz, şöhretli ve tecrübeli değilmiş…
Geçmişte milli takımın başına Hiddink, Multescu, Piontek, Messöly gibi dünyaca ünlü isimler getirildi.
Yerlilerden ise Mustafa Denizli, Coşkun Özarı, Ersun Yanal, Fatih Terim, Abdullah Avcı, Şenol Güneş…
Bu kafadakiler, onları da beğenmediler…
Türkiye’yi yıllardır katılmadığı Dünya Kupası’na taşıyan finallerde de Dünya 3.’sü yapan Şenol Güneş’i koltuğundan etmek için buldukları bahaneyi hatırlatayım.
“Kötü giyiniyor, yöre şivesiyle konuşuyor”
Ne yapıp edip onu da gönderdiler.
TFF yönetimi hocasının arkasında durma onurunu, cesaretini gösteremedi, bu şarlatanların oyununa geldi.
Adamlar bildiklerinden değil, kim gelirse gelsin beğenmediklerinden oradakilerin yaşamasını istemiyor…
Yazılı ve görsel basındaki bazı art niyetli, kötü ruhlu, kalbi kirli insanlardan kurtulmak gerekiyor.
Eylül ayına kadar milli maç yok!
Milli Takım Avrupa Şampiyonası’na katılma hakkını eline aldığı gün, bu şahsiyetler, “Almanya’ya yeni bir hoca ile gidilsin” diye tutturacaklar.
Ne yazık ki TFF yönetimi de bu baskılara boyun eğecek!
Bu çirkinliğe, çirkefliğe “DUR” demek gerekir.
Türkiye’ye ve Türk futboluna zarar veren unsurlardan bir an evvel kurtulmak gerek…
Ama nasıl?
Köşe başları tutulmuş bir kere…
Bir temizlik harekâtı yapılması şart.
Yoksa bu değirmen çok kişiyi daha öğütecek!