Sözde üç büyük takımla oynadığı maçlardan puan çıkaramadı Samsunspor…
Kaybedilen puanlara bakıldığında hiç değilse heybeye en azından 2 puan atılabilmeliydi.
Ama olmadı, becerilemedi…
Beşiktaş gibi Samsunspor’da yoğun ve şiddetli yağmura rağmen mücadele üzerine kurulan bir maç oynadı.
Rakibine az pozisyon vermesine rağmen yenen iki golün biri penaltıdan, diğeri ise karambolden geldiyse de bireysel hataların olduğu gerçeğini görmezden gelemeyiz.
Hemen her maçta net sayılabilecek gol pozisyonlarına giriliyor, girilmesine de atacak yetenekte eleman yok!
Forvetlerimiz bal yapmaz arı misali, rakip ceza sahasına girer girmez ayakları çarşafa dolanıyor.
Hal böyle olunca da başarısızlık kendini ortaya çıkarıyor.
Hayıflanmaktan, yolmaktan başımızda saç kalmadı desek abartmamış oluruz.
Samsunspor sevenleri oynanan futbol ile değil, alınan güzel sonuçlarla mutlu olmak istiyor.
Ligin 13. haftası tamamlandı. Geride kalan maçlarda Samsunspor’un en önemli özelliği her maçta ilk golü yiyen taraf olması. Sezon başından bu yana her maça 1-0 geride başlayan bir takım kimliğine bürülündü.
Bu büyük bir handikap…
Acil çözülmesi gereken bir dert…
Ahlak yoksunları
Samsunlu Beşiktaşlılar!
Ey cahiller sürüsü!
Şunu iyi bilin ki sizler asla ne Samsunlu ne de Beşiktaşlı asla olamazsınız.
Samsunspor’u hakemlerin katkılarıyla attığınız iki gol ile sadece yendiniz, ötesi yok!
Bir futbol müsabakasıydı, üç sonuca da açıktı, saha içerisinde centilmenliğin dışına taşmış en ufak bir görüntü yoktu.
Hak edip etmediğinizin tartışıldığı bir ortamda, Samsun’a, Samsunspor’a ağza alınmayacak küfürler savurmanız sizlere ne gibi bir zevk verdi.
Bu küfürleri koro halinde marşlar eşliğinde kusarken hangi şehirde yaşadığınızı hiç düşündünüz mü?
Peki, sizlere bir kişi olsun bırakın sövmeyi, hakaret etmeyi, el kol hareketi yaptığını gördünüz mü?
Nasıl bir duygu ile dolaşacaksınız, ekmeğini yediğiniz, havasını soluduğunuz Samsun sokaklarında, nasıl?