Fenerbahçe maçını öncesinde gelerek değerlendirmek gerekirse…
Takım bu zorlu deplasmana üç günde bir müsabakanın yapılmasını sağlayan sıkıştırılmış fikstüre rağmen çok iyi hazırlanmış…
Mış diyorum, zira bilindiği üzere antrenmanlara basın alınmıyor. Alındığı komik süreyi söylemek gerekirse tamı tamına 15 dakika…
Neden alınmaz, gerekçeleri nelerdir?
Aklım almıyor…
Şurası bir gerçek ki, yüksek bir tempoda geçen maçlarda oyuncuların performansı gayet iyi...
Doksan dakikayı dili dışarıda geçireni görmüş değiliz. Mantalite olarak, fizik olarak Alman çalıştırıcı takımını maçlara iyi hazırlıyor.
Bunu sahada görmeniz oldukça mümkün…
Karşılığı da yavaş yavaş alınmaya başlanıldı.
Büyük devrimci Che Guevara’nın sözünü burada hatırlatmak isterim.
“Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin”
Kadıköy, Atatürk Stadı’n da biz bunu gördük.
Devre arası soyunma odasında Herr Gisdol takımın ruhuna öyle bir dokunuş yapmış ki, ikinci yarı da bambaşka bir Samsunspor izledik.
Rakibinin üzerine gelmesini bekleyip savunma yapan takım gitti, skoru kabul etmeyip isyan eden bir hüviyete bürülündü.
Karşılığı alındı, eşitlik sağlandı.
Son on dakika da baskı yense de ki bu rakibin kimliğine bakıldığında çok normal, takım savunması nasıl yapıldığının bir örneği ortaya kondu.
Uzatmalarda bulunan pozisyon gole çevrilse bir değil, üç puanla da eve dönüle bilinirdi.
Bir gerçek var ki; şans o kadar da yanı başta olamazdı.
Maç sonrası Samsun’a dönüş uçağımın bana sağladığı zaman nedeniyle Fenerbahçe’nin kalbi Kadıköy çarşısında gezme fırsatını buldum.
Eve gidemeyen, formalarıyla birahanelerde demlenen taraftarlar gördüm. Üzüntüleri yüz ifadelerinden anlaşılıyordu. Onlar için büyük bir şok idi kaybedilen iki puan…
Şampiyonluk yolunda ki avantajları ellerinden uçup gitmişti.
Uçakta bu maç için çocuklarıyla Samsun’dan kalkıp gelen rakip takım taraftarların fazlalığı dikkatimi çekti.
Moraller bozuk, keyifler kaçıktı.
Yedi gol attıkları Konyaspor gibi gördükleri takıma diş geçirememişlerdi…
Samsun’da yaşayıp, ekmeğini bu şehirden kazananların hala güçlüden yana tavır göstermelerine anlam vermekte zorlanıyorum…
Onların tercihi bu yönde, saygı duymaktan öte bir şey yok!
Samsunspor yoğun geçen Ocak ayını hayati önem taşıyan iki maç ile kapatacak…
Perşembe günü Kayserispor, pazartesi günü de deplasmanda İstanbulspor ile oynayacak.
Bu iki maçın kayıpsız geçilmesi demek, alt sıralardan büyük ölçü de kopma anlamını taşıyor.
Sonrası daha rahat, daha kolay geçeceği anlamını taşıyor.
Haydi rastgele…