Deplasmanlarda iyiden iyiye hırpalanmasına rağmen kazanmasını bilen Samsunspor, iç saha maçlarında rakiplerinin direncini ortaya koyduğu futbol ile taraftarının olağanüstü desteği ile kırarak sonuca gitmesini alışkanlık haline getirdi.
Şampiyonluk hedefine koşar adım giden bir takım için çok avantajlı bir durumdur bu...
Sezon sonuna kadar disiplin gereken davranışı sürdürebilmek arzu edilen neticenin rahatlıkla alınmasını sağlayacaktır.
Zaten istenen, 11 yıldır hasretle beklenen de farksız bir konu değil ki!
Ligin ilk yarısında kendisine sürpriz bir yenilgi tattıran eski takımından rövanşı almak Hüseyin Eroğlu için özel bir istek ve arzu idi.
Bilemiyorum ama belki de maça çıkarken yaptığı konuşmada futbolculardan, “Bu taraftar için, arma için, benim için oynayın” demiştir.
Konuk ekip çok adamla savunma yapıp kontrataklarla pozisyon bulma düşüncesini sahaya yansıtınca, Samsunspor takımı kalabalık savunmayı açmakta zorlandı.
Ne tehlikeli atak geliştirebildi ne de kaleye şut çekme imkanı bulabildi. Çilingirciniz yok ise kilit açmakta zorlanırsınız. Beğenmediğimiz Laura'yı aradık desem yüzüm kızarır mı bilemiyorum. Çünkü onu en çok eleştirenlerden biriydim.
Osman'ın kaleciyi ısındıran şutu dışında koca devre de topu gezdirdik durduk, o kadar. Altınordu takımı diri tuttuğu savunma anlayışıyla ceza sahası içerisine adam sokmadı.
Düşük tempoda vasatın altından yükselmeyen futbol herkesi adeta uyuttu.
İkinci yarıya seyircinin gazı ile tempolu başlanıldı. Altınordu takımı da karşılık verince oyun üç taraftan ayağa kalktı.
Hüseyin Hoca zamanlaması dört dörtlük oyuncu değişiklikleri yaptı. Oyunun rengi bir anda değişti. Baskının şiddeti artırıldı. Benasser'in sert şutunu kaleci tutamadı önüne düşen topu kaleye çekecekken kendini yerde bulan Tanque penaltı yaptırdı. Atışı öyle sert kullandı ki az kaldı kalecinin eli kırılacaktı!
Ardından Soner sahneye çıktı ve maçı garantiye alan ikinci gole imza koydu.
Zor da olsa ki bu saatten sonra kolay maç olmaz, üç puanı koparan Samsunspor şampiyonluk yolunda bir engeli daha geride bıraktı.
Bu takımın artık bir düzeni var ve hocasının zeki planıyla kazanım sağlanıyor.
Öyle bir hız aldı ki takım, artık kimse tutamaz.
Arkadan gelenlere toz yutturur.
Emeği geçen herkese şükranlar, teşekkürler...