Medeni, çağdaş nitelikli insanlar olarak kadına, çocuğa, hayvana, hatta hatta tabiata karşı gösterilen her türlü şiddete karşıyız.
Bunda hemfikiriz…
Futbol hakemi Halil Umut Meler’in, Ankaragücü Başkanı tarafından yumruklanması, ardından yerde yatarken başına tekmeler atılması olayı ülke gündeminin bir numaralı konusu haline geldi.
Bu davranış insanlığa, delikanlılığa sığmadı.
Atalarımız bize, kavgada “Aman, diyene el kalkmaz” sözünü öğrettiler.
Yere düşmüş başını ellerinin arasına almış, çaresiz kendisini karşı tepki göstermeden savunmaya çalışan biri tekmeler atılarak darp edilemez.
Demek ki bunlarda delikanlılığın “D” si yokmuş, terk edip gitmiş, üstüne üstlük kaybettiklerinden haberleri yok!
Çevremizde bir, “Adam diyebildiklerimiz vardır, bir de adam diye bildiklerimiz vardır.”
Bunlar hangi kategoriye giriyor?
“Uzaktan mı adamsın, yoksa adamlıktan mı uzaksın?” diye sorarlar, yanıt vermekte zorlanırsın.
Öfkenizi kaba kuvvetle, ya da küfür gibi gayrı ahlaki sözlerinizle göstermek yerine, kalp kırmayan, cümlelerle karşı tarafa iletebiliyor musun? Bunu becerebiliyorsanız, kıymetlisinizdir.
Türk futbolu yıllardır kötü yönetiliyor, hakemler tam bir facia, yerli oyuncu yetişmiyor, yetişenler forma şansı bulamıyor, memleket yabancı çöplüğüne dönmüş, kulüpler gırtlaklarına kadar borç içerisinde, yöneticiler sorumsuz…
Yahu o kadar sorun var ki, hangisini yazayım?
Yöneticiler oturdukları koltuklara o kadar sevdalılar ki ülke yangın yerine dönmüş bir damla sorumluluk almaktan uzaklar…
İstifa etme erdemliliğinden haberleri yok.
Mahalle yanıyor, genç kız cam kenarına kurulmuş bir elinde tarak, diğerinde ayna umurunda mı dünya misali…
Ülke futbolunu bayat, kurumuş, kadayıfa benzetiyorum.
Alın ellerinize, kaldırın havaya, tel tel dökülen bir kadayıf…
Atılan yumruk ve tekmeler pimi çekilmiş bir el bombasını ülkeyi ve futbolu yönetenlerin kucağına konduruverdi.
Çıksınlar bakalım işin içinden diyesim var ama nasıl çıkacaklar o nu kestirmek çok zor…
Radikal kararlar alınmaz ise, bu olay ya da benzerlerinin asla sonu gelmeyecek.
Her işi ehline vereceksin, döşemeciden, kaportacı, ayakkabıcıdan elbiseci olmaz…
Olmadığının örnekleri çok…
Herkes bildiği işi yapacak!
Futbolu da futbolun içinden gelenler yapacak…
Beceremeyen, bu işin altından kalkamayanlarla teşekkür edilip yollar ayrılacak.
Bu memleket insanını dünyaya rezil rüsva etmeye kimsenin hakkı yok, hiçbir zaman da olmamalı.