Karadeniz'in Süper Lig'de ki en eski iki ekibinin yıllar sonraki buluşmasıydı...
Aynı denize bakıp, aynı balığı tavaya atıp yiyen, aynı havayı soluyup, aynı yağmurda ıslananların derbi mücadelesiydi...
İşin ucunda alınabilecek puanlar olması hasabiyle de bir hayli önem arz eden bir maçtı...
Her iki ekipte her biri ayrı değerde önemli beşer eksik vardı....
Temposuz, pozisyonsuz geçen maçın 21. dakikasına ev sahibi ekip, duran toptan bulduğu gol ile öne geçti...
Şaşırtıcı şey, gol vruşunda adam paylaşımının yapılamaması, topa karşı hamle yapılamamasıydı...
Bu seviyede ki bir ölçekte böyle gol yememelisiniz...
Son maçlarda yeniden nükseden hastalık kendini alenen gösterdi...
Çok can sıkan durum kazanılan her topun hücuma yönelik ataklarda acemice kaybedilmesiydi...Pas hatalarının çokluğu rakip kaleye gidilmesini engelledi...
32. dakikada Alim'in ayağındaki topu çevre kontrolü yapmadan kaleciye göndermesi sonucu Visca bir anda kaleciyle karşı karşıya kaldı. Okan mükemmel bir refleksle araya girip ikinci gole izin vermedi...
İlk yarının sonlarına doğru Emre'nin çok kötü kafa şutu takımı beraberlik golünden etti...
Be çocuk, o topa alnınla vurmalısın, kafanın tepesiyle değil...
Soyunma odasına bir umutla gitmeyi umarken bu kez Soner'in sebep olduğu kornerden gelen topa üç savunma seyirci kalınca santrası dahi yapılmayan bir gol yendi...
Böyle çocuksu hatalar yapmak Samsunspor forması giyme şansını bulan, onuruna ulaşmış
oyunculara yakışmıyor...
Zaten sezon başından bu yana gol yemeden gol atma becerisi yok denecek kadar az...
Zaten zar zor rakip kaleye gidilebiliyor...
Takım olamamanın sancıları çekiliyor, ne diye yapılan galiz hatalarla rakibe şans veriyorsunuz ?
Bu mudur yani ?
Kaleci Okan'a bir çif sözüm olsun...
Yenen iki golde de kale çizgisi üzerine yapışmış gibi durdun, topa çıkmadın...
Sonra da sahanın en genç oyuncusuna kızıyorsun...
Buna hakkın yok !
Kızacaksan Soner'e, Alim'e kız, Mustafa'nın suçu neydi anlamadım doğrusu ?
Gistolun atı alan üsküdarı geçtikten sonra yaptığı Soner- Zeki değişikliği farkın daha da artmaması hamlesinden başka bir şey değildi...
İkinci yarı da oyunu rölantide sürdürmeyi amaçlayan rakibini bunaltan, tempoyu iki tık yukarı çekip gole yakın pozisyonlara giren taraf olunmasına rağmen puanı getirecek goller bulunamadı...
Eve eli boş dönüldü, gözler pazar günkü Sivas maçına çevrilmeli...
Zira bu maç çok önemli...