Zor geçecek bir maç olacağı aşikârdı...
Sahasında hiç yenilmemiş, topladığı puanlarla ligin üst sıralarına tırmanmış, kadro yapısı ve kenar yönetimiyle kalite yüksekliğine sahip bir takıma karşı ortaya konacak futbolu merak edilen Samsunspor, elde ettiği sonuçla herkesi ters köşe yaptı.
Maça kontrollü ve de gerçekten de iyi başlanıldı, üçüncü bölgede pozisyonlar üretildi. Bu durum içimizde "Bu takım gol atar" hissiyatı uyandırdı.
Artık gelenekselleşen "Her maçta ilk golü kendi kalesinde gören takım" olma özelliği Adana'da da kendini gösterdi...
Talihsiz bir pozisyonda topun istemsiz ele çarpmasını penaltı olarak nitelendirdi maçın hakemi...
Yine geriye düşüldü.
Ama takımın oyun disiplini ve anlayışı değişmedi.
Hırs, azim, mücadele, kaybetmeme inadı devamlılık gösterdi.
Devre bitimine beş kala üst üste gelen iki gol ile soyunma odasına önde girildi.
Bu durum moralleri daha da artırdı.
İkinci yarıda sahanın en iyilerinden Emre'nin adres teslimi asistleri devam etti.
Sezon başından bu yana bal vermeyen arılar üretken oldu. Skor tabelasının Samsunspor yazısının altına ilk kez "3" rakamı yazdırdılar.
Ev sahibi ekibin farkı bire indirgemesinin ardından skoru koruma adına savunma yapmak yerine yeniden gol üretme adına pozisyonlara girmek önemliydi.
100. dakika kaçırılan bir hamle var ki gülelim mi, ağlayalım mı?
Doğrusunu isterseniz çok komikti.
Bu gol nasıl kaçırılır?
Ya skor farklı olsaydı ne olurdu?
Sonuç olarak çok ama çok önemli bir galibiyet alındı. Sonuçtan öte sergilenen oyun ilerisi için umutları artırdı. Puan sıralamasında bir basamak daha yukarıya tırmanıldı, rakiplerle aradaki fark az da olsa aşağıya çekildi.
Yüz güldüren tüm takımı, emeği geçenleri kutluyorum.
Saha dışından, tribünlere çıkmak isterim.
Samsun'dan üç-dört otobüsle yola çıkan yaklaşık 200 kişilik taraftar grubu takımlarını, rakibe saygı gösterecek nitelikte coşkuyla destekledi.
Maça girerken didik didik arandılar, üzerlerinden hiçbir şey çıkmadı.
Ama maçın devre arasında bir grup ev sahibi ekibin sopalı, bıçaklı, baltalı, saldırısına maruz kaldılar.
Güvenlik kuvvetlerinin gözünden bu aletler nasıl kaçtı?
Anlamak mümkün değil!
Bu saldırının hafife alınması hafife alınamaz, altında kalırlar.
Kulüp yönetimi bu olayın peşini bırakmamalı, taraftarlarının arkasında durmalıdır.
Ortada suç varsa, karşılığında ceza mutlaka olmalıdır.