Kadro istikrarından yana tavır koyan Hüseyin hoca, beş yeni isimle takımını sahaya sürdü.
Takımın saman alevi gibi yanıp sönen 10 dakikalık tek pozisyonluk baskı sonrası rakibin ilk atağında golü kalesinde gördü.
Ev sahibi ekip Samsunspor'un en zayıf yönünü bulmakta gecikmedi.
İki trafik polisinin yer aldığı sağ tarafı adeta otobana döndürdü. Haliyle ikinci gol gelmekte gecikmedi. Kullanılan taç atışında top rakibe teslim edildi, devam eden atakta fark ikiye çıktı.
Güler misin, ağlar mısın?
Ceza sahası içerisine gönderilen toplar ya direk olarak kalecinin kucağına gitti ya da cılız ortaları savunma rahatlıkla çeldi.
Bunda bile takım tümüyle beceri yoksunuydu.
Soyunma odasına gidilirken farkı bire indirebilir miyiz çabaları, üçüncü bölgedeki top kayıpları sebebiyle sonuçsuz kaldı.
Sahada Drongelen haricinde canını dişine takarak oynamayanların sayısı çokça idi.
İkinci yarıda daha derli toplu, savaşan, mücadele eden bir takım görmeyi hayal ediyorduk. Tıpkı son maçta olduğu gibi mucizevi bir geri dönüşüm oyunu bekliyorduk.
Ama ne gezer...
Yenilgiyi peşinen kabul etmiş maç bitse de gitsek diye düşünen bir ekip izledik.
Tam 20 dakika boyunca sahada uyurgezer halleri vardı.
Minder versek, oracıkta uyuyacaklar gibiydi.
Maç bitse de gitsek havası hakimdi.
Fofana oyuna girince oyun hareketlendi, az biraz kıpırdanma oldu. Ciddi ataklar gösterilse de sonuç alınmadı.
Ev sahibi ekip, defansı başta olmak üzere tüm hatlarıyla boş alan bırakmadı, son düdüğe kadarda direnç göstermeyi bildiler.
Kazanamayanların maçında Antalyaspor siftah yaparken, Samsunspor adına galip gelememe orucu devam etti.
Hocanın da arkasına sığındığı bir mazeret var ki doğruya yakın sayabiliriz...
Zor fikstür, dört deplasman...
Şurası bir gerçek Samsunspor henüz takım olamadı.
Olma adına da en ufak bir işaret görünmüyor.
Cuma günü oynanacak G. Antep maçı çok önemli. Kazanılamaz ise birilerinin suyu bir hayli ısınacak!
Yerlisi de yabancısı da yapılan transferler eleştirilecek!
Taraftar öfkeli, mahcup, üzgün...
Bu takım bizim, sahip çıkacağız çıkmasına da futbolcularında aynaya bakıp kendilerine çeki düzen vermeleri gerekiyor.
Hiç kimse vazgeçilmez değildir...