Padişah bir gün bir ferman yayınlayarak; O haftaki cuma namazında orada yaşayan herkesin bulunmasını zorunlu kılmış... Dört bir yana haber salınmış ve vakit geldiğinde bir adam dışında bütün ahali cumaya katılmış... Ertesi gün padişah sadrazamı yanına cağırıp sormuş: - Dün kü cumaya ahaliden katılmayan var mı? - Evet efendim, bir kişi katılmadı!.. - Tez getirin o deyyussu karşıma!.. Adamı bulup yaka paça padişahın huzuruna çıkarmışlar... Padişah, Adam ve Sadrazam kaldığında Padişah sormuş; - Söyle bakalım neden gelmedin dün ki cuma namazına... - Çok onemli bir işim vardi padişahim!.. - Hımmm demek önemli bir işin vardı. Öyleyse sana ölmeden önce üç dilek dileme hakkı tanıyorum. Söyle bakalım ilk dileğini. - Yok padişahım ben en iyisi dilek dilemeyeyim siz beni öldürün... - Dile lan deyyus!.. - Peki. Eeee şey padişahım... Ben sadrazamın karısına hastayım, madem öyle ölmeden önce bir yatsam onunla. Tabi bunu duyan sadrazam olaya şiddetle karşı çıkmasına rağmen, padişahın: - Boşver takma kafana nasıl olsa ölecek gibi sözlerinden sonra istemeye istemeye razı olmuş... Ardından sıra ikinci dileğe geldiğinde Adam da yine aynı naz ve padişahın azarlaması. Sonunda adam ikinci dileğini söylemiş. - Eeee şey padişahım ben sizin karınıza da hastayım, ölmeden önce onla da... - Ne diyorsun lan sen (falan padişah köpürmüş) Tabii bu kez de sadrazam telkinde bulunmuş ve adam Padişahın karısıyla da... Veee sıra gelmiş üçüncü dileğe; - Söyle bakalım şu üçüncü dileğini de bitirelim artık şu işi... - Yok padişahım söylemeyeyim, ilk ikisini söyledim ama bunu nasıl söylerim bilmiyorum. Ilk ikisinden daha kötü ne olabilir ki diye düşünen padişah kızarak - Oğlum söyle bak işkence yaptırırım, söyletirim.. - Peki efendim 'ben sadrazamla size de hastayım' Ardından kısa bir sessizlik ve Sadrazam: - Padişahım ben sanki bu adamı namazda görür gibi oldum. Hatırlıyor gibiyim. Padişah : - Nasıl hatırlamazsın lan eşşoğlu eşek yanımda oturuyordu!..