Farklı kazanılan Trabzonspor maçı sonrası, diğer maçların ortaya koyduğu neticelerle birlikte Samsunspor'un ligde kaldığına inanmıştık. Kaybedilen Konyaspor maçı bile bu inancımızdan toz zerresi bile alamamıştı.
Yine de Alanyaspor maçından puan ya da puanlarla İstanbul’daki son deplasmana turistik gezi ile gitmek isteniyordu.
Son haftaların flaş takımları Alanyaspor'a karşı topa sahip olmak oldukça zordu.
Maça önde baskılı başlanılmasına rağmen kaleye ne şut çekebildik nede etkili pozisyonlar üretebilmek.
Konuk ekip ilk ciddi atağında gole ulaşırken savunmamız adete ayakta uyuyordu.
Bola varken hala Soner’de ısrar eden Markus hocayı anlamak mümkün değil.
Rakip forvet Soner'in koridorunda mekik dökümü bu arkadaş da her zaman olduğu gibi trafik polisliği görevini sürdürdü. Koca bir sezon geldi geçti bu takımın bir sol beki olamadı.
İkinci yarıda gözümüz sağda elimizde telefonlar diğer maç sonuçlarını takip ediyorduk.
Taraftarın da baskısı ile sahanın en iyilerinden Emre'nin gayreti ile beraberlik golü bulundu.
Konuk ekibinde skora razı gelmesi ile oyun orta saha da kitlendi son düdük çalındığında da mutlu sona ulaşılmıştı. Maç sonrası görüşme fırsatını bulduğum başkan ile yaptığım sohbette Gisdol’un durumunu konuştuk. Anladığım kadarıyla Alman hocanın Samsun'da devam etmeye pek niyeti yok.
Başkan Yıldırım ondan daha tecrübeli ve kaliteli dört hoca ile görüştüklerini söyledi.
Transfer tahtasının kapalı olması ise muallakta kalmış bir olay FIFA henüz olumlu ya da olumsuz bir karara varmış değil. Hafta sonu küme düşmüş Karagümrük maçına çıkılacak inanın sonucunu hiç umursamıyorum. Sancılı başlayan bir sezonu sıkıntısız tamamladık.
Samsunsporsuz bir Süper Lig’in tadının olmayacağı gerçeğini ortaya koyduk.
Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Ne mutlu Samsun'luyum, Samsunspor'luyum diyebilene...