Memleketimin adalet sistemini oldum olası çözemedim!..
Bir kıyak olduğundan değil!..
Hakim veya savcı;
Elbette kimseye 'Sen bizdensin' demiyor!..
Fakat;
Suçun cezaya dönüşümünde 'bir sıkıntı var' gibime geliyor bana!..
Örneğin ben;
osmanımla ilgili çok dava gördüm!..
Sağ olsun;
Sayesinde mübaşirlerle dostluğu bayağı bi ilerlettik!..
İş bir ara, öyle bir hal aldı ki;
Basın savcısıyla günü birlik görüşür hale geldik!..
osmanım her defasında;
Benim yazılarımda şahsına karşılık hakaret olduğunu iddia etti...
Hakaret;
Çok göreceli kavram olmasına rağmen, osmanım iki davayı kazandı...
Mahkeme beni;
Her biri on küsur bin liradan cezalandırdı...
Biz de;
Davayı temyize gönderdik!..
Bekliyoruz!..
Siz şimdi benim davamı bir tarafa koyun!..
Gelin birlikte;
2 yıl önce Samsun Gazi Devlet Hastanesi acil servisinde yaşanan olaya gidelim!.
Bahçelievler Mahallesi'nde oturan 3 çocuk babası Mustafa Demirbaş, aniden rahatsızlanınca eşi Hamide Demirbaş tarafından Gazi Devlet Hastanesi acil servisine götürülüyor...
Burada doktor S.Ö. tarafından 3 tane ağrı kesici iğne yapılan Demirbaş, evine gönderiliyor...
Fakat;
Bir gün sonra ağrıları iyice artan Demirbaş, aynı hastanenin acil servisine tekrar kaldırılıyor...
Yapılan tetkiklerden sonuç alınamaması ve hastanın daha da ağırlaşması üzerine Demirbaş,
sabaha karşı ambulansla Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne sevk ediliyor!..
Fakat hasta tüm çabalara rağmen,
Kurtarılamıyor!..
Ve eşi dava açıyor!..
Yapılan yargılamalar sonucunda;
Doktor S.Ö., kusurlu bulunduğu ve bir kişinin ölümüne neden olduğu gerekçesiyle 3 yıl hapis cezasına çarptırılıyor...
Daha sonra da sanığın mahkemedeki iyi hali dikkate alınarak, ceza 2.5 yıla indiriliyor...
Bu ceza da,
20 taksitte ödenmek üzere 36 bin 400 TL'ye çevriliyor!..
Evet;
Hakaret suçu on bin!..
Bir insanın ölümüne sebebiyet vermenin cezası da 36 bin!..
Yani;
Üç hakaret eşittir, bir can!..
İşte benim çözemediğim formül bu!...
Suçun cezaya dönüşümü!..