Yıl 1970 civarı...
İstanbul da pazarda bas bas bağıran esnaflar...
Her biri elindeki malı türlü ali cengiz oyunları ile pazarlama derdinde...
Hepsinin amacı aynı...
Pazarın orta kısımlarında yan yana 4 tane çorapçı. Hepsi de sattıkları çorapları aynı toptancıdan alıyor ve yan yana tezgahlarda aynı fiyata satıyor...
Bir müddet sonra çorapçılardan bir tanesi diğerlerinden farklı bir yöntemle satmaya başlıyor ve tezgahın önü kadınlar hamamı gibi kalabalık oluyor...
Öyle ki;
Ara sıra kavgalar çıkıyor.
Öyle ki;
Bütün çorap tezgahlarında çoraplar aynı fiyattır. Ama o satıcı diğerlerinden kat kat fazla satış yapıyor...
Herkes çorapları poşetlenmiş halde,çift çift satarken bu amcamız farklı bir satış tekniği deneyip çorapları birbirinden ayırıyor...
Bu sayede de çorapçının önü bir anda çorabın diğer eşini bulmaya çalışan kadınların eşelenmesi ile kalabalıklaşıyor.Kalabalığı gören diğer kadınlar da orada farklı bir şeyler satılıyor zannedip oraya akın ediyor.
O çorapçı yı biz günümüzde Zeki TRİKO olarak tanıyoruz.
Okadar çorap tezgahı arasında kendisine bir fark yaratıyor.
Abiyi takdir etmek gerek
*****
Bir de, yine farklılık yaratan kör hikayesi vardır!..
Tabelasında Doğuştan Kör yazılı dilenci;
Sabah gelmiş olmasına rağmen ikindi vaktine kadar hiç kimseden para alamamış ve ısrarla orada beklemektedir...
O esnada önünden geçen bir adam tabelayı alıp arkasına başka bir şeyler yazar ve tekrar kör adamın önüne koyar...
Sabahtan beri 1 kuruş bile alamayan kör adamın birden bahtı açılır...
Önünden geçen herkes şapkasına para atmaya başlar!..
Kör adamın önünden geçerken tabelasını alan kişi bir reklamcıydı!..
Ve tabelanın arkasına büyük harflerle;
GÜZEL BİR BAHAR GÜNÜ...AMA BEN BAHARI GÖREMİYORUM yazıyordur..
.......İşin özü yaratıcı düşünme!..
Ne kadar farklı düşünürseniz o kadar başarılı olursunuz...
Unutmayın;
Hayat sizi sıradanlığa itecek,sürüye bir koyun daha kazandırmak isteyecektir...
Fakat;
Siz ne kadar yaratıcı düşünürseniz, hayata o kadar meydan okumuş olursunuz!..