Kemal Dikmen…
İyi bir insan, sevecen bir arkadaş, ağabey, dost…
Kaliteli bir futbolculuk ve teknik adamlık…
Ne söylenebilir ki?
Kalbimiz kırık, üzüntülü, acılı…
Nurlar içerisinde yatsın.
Böylesine büyük bir acının gölgesinde maça akıl koy koymak kolay değil.
Ne çare ki hayat devam ediyor.
Umursamaz, tedbir almaz insanlardan aldığı cesaretle çevremizi sarmal altına alan, korku çemberini her geçen gün daraltan korona illeti ile boğuşurken, milli maçlar nedeniyle verilen ara ile yaşamdaki tek eğlencemiz, tek zevkimiz olan futbola da uzak kaldık.
Samsunspor gemisi dümendeki kaptanından yoksun olarak Giresun limanına demir attı!
Buradan Ertuğrul hocamıza geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim.
Aynı denize baktığımız, aynı havayı soluduğumuz Giresunspor ile 50. ‘Karadeniz Derbi’sine çıkan kırmızı-beyazlılar sahadan beraberlikle ayrıldı.
Pozisyon fukaralığının yaşandığı, temposu düşük, ağır zemin ve yoğun yağmurun zorlaştırdığı oyunun vasatın üstüne çıkarılamadığı, kalitenin zayi ilanıyla arandığı, orta alan çimlerinin çokça ezildiği bir maç oldu.
İlk yarıda toplayıp adam yerine konabilecek üç pozisyon girdi notlarımıza…
Ev sahibi ekip 25. dakikada Balde’nin mi kaçırdığı, yoksa Nurullah’ın mı kurtardığını bilemediğimiz bir pozisyondan yararlanamadı.
Samsunsporlu futbolcular rakip kaleyi hatırladığında dakikalar 30’u gösteriyordu. Savicevic ani gelişen atakta bencillik yaptı.
Sağında solunda iki arkadaşı müsait durumda servis beklerken o tribünleri gördü.
Üç dakika sonra Gökhan Alsan son vuruşu yumuşak yapınca takımını öne geçecek golden etti.
İkinci yarıda, “İki takımda titreyip kendilerine gelir de maçtan az da olsa zevk alırız” diye düşünür gibi olduk.
50. dakikada Guido’nun köşeye giden plasesi ile heyecanlandıysak da kaleci hevesimizi kırdı.
Balde’nin yakaladığı pozisyonda Nurullah başarılıydı.
Kalan süre her iki takım için, “bitse de gitsek” mantalitesindeydi.
Gol atacak gücü bulanın maçı mutlak kazanacağına olan inancım yüksekti.
Nitekim o güç kimseye gelmedi.
Tatsız tuzsuz başlayıp, öyle de biten bir karşılaşma oldu.
Samsunspor yönetimine naçizane bir önerim olsun…
Devreyi beklemeden, şu çakma yıldız adayı Gyasi’yi memleketine uğurlayın.
Kimse kimseyi üzmesin sıkmasın.
Bu fikirde yalnız olmadığımı düşünüyorum.