Bu yazıyı dün kaleme aldım.
Bugün Samsun’da olacağınızı düşünerek…
Sayın bakanım, bilmenizi isterim ki bu şehir spor alt yapısı ve tesisleri ile ülkenin en şanslı illeri arasındadır.
Lisanslı sporcu sayısı da yüksektir.
Devletimiz tesisleriyle Samsun’umuzu süslerken, bizler neler yaptık biliyor musunuz?
Liglerde oynayan bayan takımlarımızı silip attık.
Bayan Voleybol Takımı’nı kapattık.
Bayan Hentbol Takımı’nı da kapattık.
Bayan Basketbol Takımı’nı küme düşürmek için tüm gücümüzü kullanıyoruz, sezon sonu geldiğinde o işi de başaracağız.
Futbol takımına da sıra gelecek, bizden önce korona virüs ilgileniyor kendileriyle.
Sayın bakanım, biliyorsunuzdur.
Olimpiyat bile düzenledik.
Ha bir de unvanımız vardır bizim…
“Spor Şehri Samsun”
Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz…
BUGÜN 20 OCAK
Nuri Asan,
Muzaffer Badaloğlu,
Mete Adanır,
Zoran Tomiç,
Asım Özkan…
Bilgisayarın önündeyim.
Klavye bana, ben ona bakıyorum.
Parmaklarım gitmiyor, tuşlara dokunamıyorum.
Yüreğim buruk, aklım karışık.
Yine geldi o kara gün, ne yazayım?
Bilemiyorum…
Beceremiyorum…
Mekanları cennet olsun güzel insanların.
KALİTELİ KALİTESİZLER
Kalite, insanlık tarihi boyunca hakkında ciddi olarak düşünülmüş, farklı fikirler ortaya konulmuş ve tarihin gelecek seyri boyunca da yoğun ilgisine devam edecek olan bir kavramdır.
Ben demiyorum…
Vikipedi’ye baktım, aynen bu şekilde tanımlıyor kaliteyi.
Samsunspor Kulübü Başkanı Sevgili Yüksel Yıldırım’ın gündeme getirdiği, geçtiğimiz haftadan bugüne taşınan bir tartışma var.
Ağzı olanın konuştuğu, yazıp çizdiği sosyal medyada, dalga gibi yayılan açıklamanın özünde, kendisine karşı yapılan çirkin saldırılara karşı verdiği bir tepki yatıyor.
Özünde öyle değil ama laf oraya geliyor…
“Samsun’da çok kalitesiz insanlar var”
“Vay sen misin Samsun’a hakaret eden?” deyip saldırıya geçen sözüm ona kaliteli kalitesizler çok ama çok alınmış, kırılmış, üzülmüş.
Ben, şahsen bu sözü üzerime almadım.
Kalitemi de çok iyi biliyorum.
Kurunun arasında yaş yanarsa ben de yanarım.
Bu laf benim kalitemi aşağıya çekmez.
Bu söze ancak ve ancak kalitesizler alınır.
Kaldı ki her toplumda, hadi il bazına indirgeyelim, her ilde kalite değerleri dipte veya zirvede olan kişiler var.
Niye alınıyorsunuz ki?
Bir yaranız var da bizler mi bilmiyoruz?
Yüksel Yıldırım’ın yazdığı da doğru, özür dilemesi de doğru…
Buna böyle bakmak gerekir.
Hele tepki koyarken Atatürk’ü konuya dahil etmek de ne demek oluyor?
Her konuya yüce insanı dahil etmek doğru değil!
1919 Samsun’u ile 2021 Samsun’u arasında ki farkı göremeyenlerin kalitesini tartışmak bile kalitesizliktir…