Bir sezonu daha hayal kırıklığı yaşayarak kapattık.
Süper Lig’e çıktığımız 2011 yılında çok ama çok, ne de çok mutlu olmuştuk.
Kötüden de beter, beceriksiz yönetim ve kendilerine benzer teknik heyet ile kalitesiz futbolculardan oluşan grup sayesinde sezon sonu soluğu yine 1. Ligde almıştık.
Samsunspor, yakaladığı bu tarihi fırsatı elinin tersiyle itmiş, o yönetimin sayesinde çok ağır bir ekonomik yükün altına sokulmuştu. Çok acı, çok zor yıllar yaşandı. Bu yazının sahibi olan ben, yaşananları, gördüklerimi, duyduklarımı kaleme döksem roman olur, inanın kitap satış rekorları kırardı.
Geriye dönüp baktığımızda bu kulüp 2. Ligi bile görerek tarihine bir kara leke yapıştırdı.
Devamı da gelecekti…
3. Lig, BAL Ligi, Amatör Küme, ve tek odalık sadece tabelası olan bir kulübe doğru yol alınacaktı.
Hatta hatta, kendilerini bir şey zanneden birileri yeni bir Samsunspor kurmayı, gövdelerinin üzerinde taşıdıkları yuvarlak nesne içerisindeki toz zerresi kadar beyinlerinde kurgulamışlardı bile…
Evet, evet yanlış okumuyorsunuz…
Renkleri, logosu, adı değişik bir kulüp onlar için çok büyük bir hayaldi…
Yeni Samsunspor, Has Samsunspor, En hakiki Samsunspor, 1965 Samsunspor…
Seçin birini…
Renkleri ne olsun istersiniz ?
Sarı, kırmızı, mavi, yeşil, mor, pembe, kara…
Ya logosu?
Atatürklü olmasın da ne olursa olsun..
Belki sülün kuşu daha iyi olurdu…
Yanlış hesap Bağdat’a gitmeden döndü – döndürüldü…
Sihirli bir el çamura batmış, yok olmakta olan kulübü ayağa kaldırdı…
Bu durum pis hayaller peşinde olan münafıkların canını bir hayli sıksa da kulübe gönül verenleri oldukça mutlu etti…
Aslan düştüğü yerden kalktı, bir üst lige yükseldi…
Hedef en kısa sürede eve yani Süper Lig’e dönmekti. Ne üzücüdür ki, iki yıldır kapı önünde bekliyoruz.
Elbette vardır, yapılanların yanlışlığı, yapılamayanların eksikliği. Neyi eleştiriyoruz? Hatta yerden yere vuruyoruz bu kulübü yok olmaktan kurtaranları…
Kolay değil, 11 yıldır alt liglerde debelenip duruyoruz. Kim istemez ki her yıl basamakları atlayıp üst liglere çıkmak?
Hep yukarıya bakıyoruz, bakmakta da sonuna kadar haklıyız. Çünkü o, bu, şu değil biz Samsunsporuz…Biraz da gerçekçi olalım ve yönümüzü aşağıya doğru çevirelim.
Önceleri kimler gitti, yok oldu?
Ya bu yıl tepetaklak olanlar?
Ülkemizi Avrupa arenasında temsil edenleri hatırlayın, süper ligin tozunu atanları da, ya da ben birkaçını hatırlatayım…
Sarıyer, Eskişehirspor, Mersin İd.Yurdu, Orduspor, Karabükspor, Aydınspor, Zonguldakspor, Çanakkale Dardanelspor, Manisaspor, Gaziantepspor, K.Maraşspor, Kayseri Erciyes, Sebatspor, Elazığspor, Vanspor…
Bir kısmı kapandı yok oldu, bir kısmı da farklı isimlerle alt liglerde yaşam savaşı veriyor…
Unuttum sanmayın, onları sona bıraktım…
Süper Lig’in şampiyonu Bursaspor, sırtında devasa borç yükü ile yokuş aşağıya doğru gidiyor. Tıpkı komşusu Kocaelispor gibi.
Samsunspor’un akibeti 4 yıl önce böyle olacaktı, şans, talih, kısmet adını ne koyarsanız koyun anıtı dikilecek biri çıktı meydana ve buna mani oldu…
Değerini bilelim, hatasız kul olmaz, O ve yanındakilerin yanlışlarını hor görelim, sahip çıkıp destek verelim.
Başka Samsunspor yok!
Başka kahramanımız da yok!
Affedersiniz, bu yazı Tuzlaspor maçının yorumu olacaktı…
Ben tutmuş nerelerden yazıyorum…
Gazozuna bile olmayan, bir antrenman maçının nesini yazayım?
Koca bir sezon bitti, düşen düştü, çıkan çıktı, biz kaldık yine evimizde. Umutlar kaldı seneye.
Hayırlısı olsun demekten başka çare yok !