Hafta içi kentte yaşanan, yaşatılan ambiyans stat da meyvesini verdi.
Binlerce her cinsten, her yaştan coşkulu taraftarlar 19 Mayıs Stadı’nı bayram yerine çevirdi.
Kucağında üç aylık çocuğunu kırmızı-beyaz giydirmiş, başına Samsunspor bandanasını takmış bir anneden tutunda, yüzlerini İngiliz fanatikleri gibi boyayanlar, yazın bu afaki sıcağında üstlerini çıkarmış deliler gibi susmak bilmeyen gençler, daha nice benzerleri…
Kısaca bir futbol maçı değil, sanki festival vardı.
Oysa daha sezonun ikinci maçıydı.
Köprünün altından çok sular geçecekti.
Ama olsun…
Takıma daha işin en başından destek verilmeliydi.
Doğrusu buydu.
Taraftarlar görevini yaparken eğlenmesini de bildi.
Bayram hoca İzmir’de kazanan takımı bozmak istemedi, aynı on biri sürdü sahaya…
Maça atak başlayan taraf olduk, doğal olarak da golü bekleyen…
Ama savunma öyle bir tezgaha düştü ki ava giderken avlandık!
Orta sahada kaptırılan topu kapamadık. Eyüplü Eze ve Ezze ellerini kollarını sallaya sallaya kaleye inip golü attılar.
Sonrasında da skoru koruma adına 8 kişiyle savunma yapmaya başladılar.
Fatih’in İstanbul’u fethederken surları topa tutması gibi rakip kale bombalandı.
Başta kaleci olmak üzere herkes can siparene topun önünde duvar oldu.
Devre bitmeden beraberlik golü geldi.
Kornerden gelen topta hiç kimsenin aklına gelip de tutmadığı Laura belki de hayatının en rahat golünü attı.
Maçtaki iki gol savunma hatalarından geldi.
Öne geçmek için rakibe tek bir pozisyon vermeden, fırsatlar üretildi.
Kale üst direği de Eyüp lehine idi.
Celil’in müthiş şutunda top üst direkte patladı.
90 küsur dakikalık maç 75. dakikada bitti desem abartmamış olurum.
Top kimde ise dolandırdı durdu, tempo düştü, her iki takımda hücumu düşünmez oldu.
Bektaş hocanın kapalı savunmalara karşı bir oyun planının olmayışı açıkça görüldü.
En büyük kozumuz Fofana bu maçta etkin kullanılamadı.
Seyircinin iki takımın da futbolsuz oyununa tepkisi oluştuysa da imam bildiğini okur misali değişen bir şey olmadı.
Sahamızdaki ilk maçı kazanamadık ama kaybetmedik de…
Bu da çok önemli…
Telafisi yapılır.
Umutsuzluğa gerek yok!
Desteğe ihtiyaç var.
Böylesine önemli bir maça acemi çaylak bir hakem atadığı için TFF’ye sövgülerimi iletiyorum.
Afiyetle yesinler…
Yazıklar olsun!
Bazı güzellikler de vardı.
Kenarda ısınan Eyüpsporlu Umut Bulut ile taraftarlar arasında hoş bir diyalog yaşandı.
Maç bir süreliğine unutuldu, selfi üstüne selfi çekildi. Taraftarların talebine futbol dünyamızın efendi ve tecrübeli oyuncusu kayıtsız kalmadı ısınmayı bırakıp pozlar verdi.
Özetleyecek olursak…
Samsunspor önce hakeme, sonra da rakibin etten duvarına, kalecisine, direklere takılınca arzu ettiği sonuca ulaşamadı.
Telafisi var mı?
Elbette var…