Ömrüm boyunca bana iyi davranan kalbim, Rize’de maç öncesi bana küstü. Gece geçirilen bir kriz sonrasında hastanede ikinci vurgun geldi. Tıp Fakültesi yoğun bakımından görünen statta oynanan maça gidememenin bende yaşattığı moralsizliği varın siz düşünün.
Dostların da desteği ile döndüğüm Samsun’da Atasam Hastanesi’nin güçlü hekimlerine teslim oldum. Önce anjiyo, ardından 5 damarın vücudumla vedalaştığı 7,5 saat süren bir by-pass operasyonu. Kendime geldiğimde İlknur hemşirenin verdiği Sakaryaspor maç sonu müjdesi…
Şimdi tamamen iyileşmem için kampa girmiş bulunuyorum. Her şey eskisinden daha güzel olacak, buna gönülden inanıyorum. Bunu yapmaya mecburum zira sevenlerimi üzmek istemiyorum. Sağlık sorunum bir süre yazı yazmama da engel oldu. Yatakta d olsam beynim çalışıyor, aklım yerinde, o halde yazmaya devam.
Samsunspor ile kan bağı bir türlü uzlaşmayan Bayram Bektaş’ın Rize’de takımın başında sahaya çıktığı son maç olacağını bilmek için kahin olmaya gerek yoktu. Zira deplasmana takım otobüsü ile değil malzemecilerin aracıyla gitmeyi tercih eden biri için maçın sonucu hiç önemli değildi…
Hoca ne yaptıysa kendine yaptı. Milletle uğraşmaktan işine konsantre olmadı. Yanında taşıdığı on kişiyi aşkın yardımcıları da destek vermedi. Her biri yüksek bireysel kapasitedeki oyunculardan bol zamanı olmasına rağmen bir takım yaratamadı. Yolu açık olsun.
Gelinen noktada Sakaryaspor maçı kendi evladımız Emre Bayraktar yönetiminde zor da olsa kazanıldı. İkinci yarıda oyuna yapılan dokunuşlar ve hamleler akıl dolu idi. Futbolunu beğenmediğim Douglas Tanque adeta nazire yaptı ve attığı üç gol ile kendisini beğenmeyenleri utandırdı.
Samsunspor’a hoca olmak için araya sayısız kişiyi sokup Başkan Yüksel Yıldırım’ın kapısına dayanan teknik adamların burnundan kıl aldırmadıklarını görmek üzüntü verici. 20-25 milyon TL isteyenlerin ellerine kalem verip,” yazıyla yazın” deseniz, yazamayacaklarına adım gibi eminim.
Yerel medya her zaman olduğu gibi “hoca Toto” oynadı, yine tutturamadı. Başkan herkesi ters köşe yapıp yere oturttu.
Hüseyin Eroğlu Samsunsporumuza hayırlı olsun.
Çok uzun yıllar Altınordu takımını bünyesine yabancı kan sokmadan çalıştırdı. Ülke ve Avrupa futboluna sayısız oyuncu yetiştirmenin mimarlığını yaptı. İstese tamamı alt yapıdan yetişen takımı ile Süper Lig kapısından içeri girerdi. Ne kendi, ne de başkanı buna sıcak bakmadı.
Gönül isterdi ki, A Takımın değil, yapımı yakın zamanda tamamlanacak mükemmel alt yapı tesislerimizin başında olsun. Altınordu gibi Samsunsporumuzu da futbolcu fabrikası haline dönüştürsün.
O da biliyordur ki bizim süper lige çıkmak gibi bir zorunluluğumuz var. Olmazsa olmazımız budur. Kaçarı da yoktur, zaman kaybetmek de… Bu sezon bu takım öyle ya da böyle süper lige çıkmalıdır. Tahammülümüzün kalmadığını Eroğlu da çok iyi bilir.
Belki bu zamana kadar hedefsiz bir takımı çalıştırdı ancak bu demek değil ki hep böyle olacak. Hem kendinin, hem de Samsunspor’un level atlaması için yakalanmış bu fırsatı kazanca çevireceğine inanıyorum.
Hoş geldin Hüseyin hocam, sonsuz başarılar diliyorum.