Bugün oynanacak maç öncesi iki takımın genel durumunu irdelediğimizde farklı sıkıntılara sahip olduklarını görebilmekteyiz.
Yıllarca Süper Lig’de müthiş bir mücadele içerisinde yarışan ebedi dost, ezeli rakipler bu kez kariyerlerine yakışmayan bir ligde karşı karşıya geliyorlar.
Rahmetli İlhan abi takımının bu durumunu görseydi inanın çok ama çok üzülürdü. Takımı kendinden sonra bir türlü istikrarı yakalayamadı. Oğlu başkan oldu ama babasının başarısına yaklaşamadı.
Gelinen noktada Gençlerbirliği takımı sezona transfer yasağıyla başladı. Bu duruma hayret etmemek elde değil. Bizim bildiğimiz Gençlerbirliği, kimseye borcu olmayan hatta kasası tıka basa dolu olan bir kulüptü.
Gelinen nokta gerçekten de üzüntü verici.
Genç oyunculardan oluşan dar bir kadroyla başladıkları lig de kötü sonuçlara imza attılar. Puan sıralamasında iyi bir konumda değiller. Hocaları Metin Diyadin ile kısa süre önce de yolları ayırdılar.
Yeni hocalarının Samsunspor maçıyla ilgili beyanatı içinde bulundukları durumun çaresizliğini anlatan cümlelerle doluydu.
Çok şükür Samsunspor’un benzer bir sorunu bulunmuyor. Ne transfer yasağı, ne de ekonomik sıkıntısı var. Yaşanan tüm bu olumsuzluklar geçmişte kaldı. Yüksel Yıldırım’ın büyük fedakârlığı sayesinde bugünleri gördük. Allah’ım ömrüne ömür katsın.
Gençlerbirliği maçı öncesi, canımızı sıkan tek şey sakat futbolcuların sayısının fazlalığı. Sakatların ilk on birin içerisinde olmaları sıkıntıyı ikiye katlıyor. Boldrin, Osman, Yusuf, Mücahit, Fofana, Celil’in eksikliği büyük handikap. Şüphesiz yokluklarını yerlerine görev yapan arkadaşları aratmayacaktır.
Kendi saha ve seyircisi önünde oynanacak maç kaybedilen puanların telafisi için bir fırsat olur. Umarım penaltı kazanmayız. Zira becerip de atamıyoruz. Şaka bir yana Teknik patron Eroğlu’nun ivedilikle bu soruna parmak değil, ayak basması gerekir. Milletin ağzına sakız olduk bu penaltı beceriksizliği konusunda.