Haftalardır kötü oynuyor diye eleştirilen Soner’in kızağa çekilmesini isteyenler yerine konan Hüseyin’i görünce “gitti eteri, geldi beteri” dediler. Bir iki maçtır hata yaptı diye Yunus Emre gibi bir gence tahammül edemeyenler gördüler savunmanın bayat kurabiye gibi dağıldığını…
Ya diğerleri?
Al birini vur diğerine…
Üç gol yedikten sonra bir pozisyonda topu kornere çelen bir kalecin varsa derdin büyüktür…
Topu kale önüne kadar taşıyıp, final vuruşlarında karavana atıyorsanız, tribündekilerde değil sahadakilerde sorun vardır.
Oyun planınız, rakibe karşı önlem paketiniz yoksa teknik heyetinizde bir yanlışlık, eksiklik vardır…
Kornerden gelen topa şık bir kafa vuruşu vardı Tomane’nin…
Ardından, rakibin kullandığı korner atışında Çisse ile benzer bir gol buldu konuk ekip…
Yeniden öne geçilen pozisyonda kornerden gelen topa önce Osman’ın sonrasında da savunma oyuncusunun teması vardı. Devre böyle biter diye hayal kurulurken uyduruk bir penaltı ile skor eşitlendi.
İkinci yarı kabus gibiydi. Yeniden öne geçilecek gol arayışları sürerken arkayı bir güzel açıverdik. Üçüncü golü Osman yeniden izlesin. İnanın futbolu bıraktıktan sonraki mesleği trafik polisliği olur.
Sonrasında farkı ikiye çıkardı Menemenspor. Hakem maçı uzatmasın hemen bitirsin diye dua edenlerin sayısı bir hayli fazlaydı.
Sarılı takım küme düşmemeye oynuyordu, Mor formalılar ise play-off’a katılmaya…
Futbol olarak, pozisyon olarak, skor olarak tek kelimeyle madara olduk. Adamlar hallaç pamuğu gibi atıverdiler bizi kenara. Utanmamak elde değil. Kısaca bunun adı rezalet.
Öyle böyle değil, adamlar İzmir’den gelip, öyle bir dayak attılar ki, tadından yenmez.
Bu tokat çok ağır oldu çok.
Artist, artist, hava atarak gezmeye gelmiyor bu işler. Bilgi, beceri ve yetenek istiyor. Son iki yıldır, işe alınan kadro mühendislerinin diploması sahte, kendileri çakma çıktı.
Ucuz etin yahnisi böyle oluyor.
Tatsız, tuzsuz, yavan.
Pek çok kulüp para diye ağaca çıkarken, Samsunspor ağaç dallarına yaprak gibi para asıyor. Tuhaf olan para ağacı meyve vermiyor.
“Paranla rezil olmak” buna diyorlar galiba.
Eskilerin bir sözü var, hatırlatmak isterim.
“Meyve vermeyen ağaç kesilir”
Şahsi görüşüm, bu takımın ölüsünün play-off’a kalacağı yönündeydi. İçimdeki umudu bu soğuk havalarda hala sıcak tutmaya çalışıyorum.
Futbolculara, teknik kadroya sesleniyorum.
Miskinlik, aymazlık, vurdumduymazlık urbanızı üzerinizden atın. Kendiniz olun yeter.
Titreyin ve kendinize gelin.
Bu yenilgilerin telafisi var. Elinizde kendinizi affettirecek fırsatlar var. Gelin bu şansı iyi kullanın.
Aklımızla oynamayın.