Oynadığın rakibin kadro derinliği yok!
Transfer tahtası da kapalı…
Elde kalanlar ve alt yapıdan takviyelerle zar zor bir ekip kurmuş; ligde var olma savaşı veriyor.
Sende ise bir kuş sütü eksik misalisin…
Önce Eyüpspor, sonrasında da Erzurumspor karşısında olağanüstü kayıplar yaşıyorsun.
Son iki maçta rakip kalecileri milli yapan bir futbol ortaya koyuyorsun.
Rakip 10 kişi kalmış kalesine çekilmiş, sen oyunu tek kaleye döndürmüşsün gol atacak ayakların var.
Ahmet Sagat’ı oyuna almıyorsun…
Yanında tutarak turşusunu mu kuracaksın?
Gol umudu diye hakkında hiçbir fikre sahip olmadığın adamı sahaya sürüyorsun.
O da sağolsun sahada gezindi durdu.
Oyunu orta alandan bir kişi eksiltip çift santrafor çevirmek elinde ama sen Fofana’yı kenara alıyorsun.
Fofana hiçbir şey yapmaz, en son dakika da tek bir şey yapar, maçı alırsın.
Oyuna alınanlardan katkı göremediğini görebildin mi hocam?
Ahmet Sagat bu baskılı oyunda yüzünü güldürecek bir gol hediye ederdi.
Sözün kısası, bu kayıp 4 puan sana yazar!
Laf ebeliğine girmeden hatanı da kabul et.
Borcunu nasıl, ne vakit ödersin bilmem.
Ödemeden de çekip gitme sakın.
Son dakika a Hasan’ın atamadığı penaltı için sözüm yok!
Penaltı kaçar normaldir.
Hasan öncesinde çok penaltıyı gole çevirmiştir, yine kullansın yine de atar.
Boluspor, Altınordu maçında kaçırılan üç penaltı var.
Boş kaleye topu itilemeyen oyuncular da var.
Futbolun güzellikleri, enteresanlığı, çekiciliği burada zaten…
Burada bir konuya parmak basayım…
Eren Tozlu Samsunspor’un da ekmeğini yemiş bir insan…
Futbolu bıraktıktan birkaç sonra ismi dahi anılmayacak.
Bunu tersine dönüştürecek şansı dün yakaladı kullanamadı.
Takımının içinde bulunduğu halden olsa gerek kullanmak istemedi.
Ceza alanına girdi, sağ ayağının burnu ile sol ayağının arkasına tekme attı. Canı da bir hayli yandı, yerde kıvrandı durdu!
Hakem pozisyonu iyi süzemedi, penaltıyı verdi.
VAR’daki mamalaklar da uyudu!
Kısaca Eren Tozlu, pozisyonu herkese yedirdi.
Yerden kalkıp, “Hocam ben kendim ettim. Kendim buldum, rakibin bana teması yok. Penaltıyı iptal edin” dese kahramanlığı yıllarca konuşulacaktı.
Demedi…
Artık benim gönlümde “zeki, çevik, ahlaklı sporcu” apoletiyle yer almayacak!