Biraz eskilere getireyim sizleri…
Yıllardır yenemediğimiz Galatasaray’ı Milinkoviç’in golüyle devirerek başlanmıştık 1989-90 sezonuna…
Sonrasında İstanbul deplasmanın da Zeytinburnu’na 4-2 yenilmiştik…
Üçüncü hafta içeride oynanan Adana Demirspor maçını net bir skorla 3-0 kazanmıştık...
“Sen misin üç maçta iki galibiyet, bir de yenilgi alan” denilerek Teknik Direktör Yılmaz Vural ile yolları ayırmıştı yönetim kurulu.
Oysa takım fena futbol oynamıyordu...
O elim kaza sonrası toparlanıp yoluna sağlıcakla devam etmek istiyordu… Neden, niçin, hangi sebeple hoca kovuldu hala cevabını bilmiyorum…
Bir tarihte karşılaştığımız Yılmaz hoca’ya sormuştum, inanın o da veremiyordu cevabı…
Aradan çok zaman geçti…
Benzer bir durumu sezonun hemen başında yaşıyoruz…
İlahlar kelle istiyor…
Ya Bayram Bektaş gidecek, ya da yanındaki gizli hoca Batu…
Eyüp ve Erzurumspor maçlarında ikisi de bütünlemeye kaldı…
Sınıfı geçmeleri için üst üste birkaç maç kazanmaları gerekiyor…
Sahip olunan futbol aklı ile bu nasıl olacak ?
İçi bir hayli boşaltılmış, tecrübeli oyuncularını göndermiş bir takım önünde neler yapılabilecekti ?
Maç öncesi cevabı merak edilen soru buydu…
Bayram hoca ezberini bozmamış…
Önceki maçların onbirini sahaya sürdü, Ahmet Sagat’ı yanında tutarak…
Sorma lazım Bektaş’a senin kadro derinliğin yok mu ?
Bir çuval adam alındı, nerelerdeler ?
İlk yarıda ne oynadığını bilemeyen sürekli pas kaybı yapan, organize olamayan kaleye şut çekmeyi aklının ucundan geçirmeyen, hücumda çoğalamayan bir takım izledik…
Kaleye çekilen te şut penaltı şutuydu…
Devrenin sonlarına doğru kazanılan penaltıyı Boldrin gole çeviremedi.
İkidir penaltıları bozu para gibi harcıyoruz…
Seyircinin protesto ıslıkları arasında gidildi soyunma odasına…
Seyirci “ Ahmet. Ahmet” diye tezahürat yapınca oyuncu değiştiriyorsan bu takıma verebileceğin bir şey olduğunu düşünmüyorum…
Samsunspor’da öne çıkan isim kaleci Szumski idi…
Anlayın işte takımı…
Her geçen maç üstüne koyacağına geri giden bir takım…
Bu saatten sonra hoca ile takımın ve de taraftarın uyuşması mümkün değil…
Bu takımı kuran mı, oynatamayan mı bavulunu toplayıp gider bilemem..
Bildiğim bir şey varsa neşterin bir an önce vurulmasıdır…
Yukarıda anlattığım konuyu tamamlamak isterim.
Yılmaz Vural ile başlanılan sezon, Yılmaz Gökdel ile sonuçlandı…
Arada iki kez Mehmet Ali Çınar ile Milorad Mitroviç’de vardı…
Vural’ın ahı tutmuş olacak ki, sezon sonun da takım başarılı olamayıp küme düştü…