Değerli okuyucularım, geçen haftaki yazımda özetle; Alfa lipoik asitin (ALA) cilt hücrelerini yenilediğinden, serbest radikal (güneş ışınları, sigara ve egzoz dumanı, alkol, yiyecek ve içeceklerde bulunan katkı maddeleri, antibiyotikler, hormonlar, böcek ilaçları, endüstriyel atıklar v.b.) hasarına karşı cildimizi korumada oldukça etkili olduğundan, kırışıklıkları engelleyip daha genç, parlak ve duru bir görünüm kazandırdığından bahsetmiştim.
Bütün antioksidanların bizi belli bir dereceye kadar serbest radikallerden koruduğu bilinirken, Alfa lipoik asiti (ALA) bu kadar özel yapan şey nedir?
Alfa lipoik asitin (ALA) cildimizle bağlantılı bir başka yönü daha vardır. Bu da şeker ile ilişkilidir. Şekerin yaşlandırıcı etkisi ciltte 35 yaşından itibaren başlar. Glikasyon denilen bu süreçte şeker, (kolajenin "çapraz bağlantı" yapmasına neden olur) kolajen proteinlerine tutunduğu için cildimize zarar verir. Çünkü kolajen çapraz bağlantı yaptığında katı ve gergin bir hal alır. Bu süreçte ciltte kırışıklıklar, sarkmalar ve elastikiyet kaybı gibi yaşlanma belirtileri meydana gelir. Alfa lipoik asit (ALA) burada devreye girerek, şeker moleküllerinin proteine bağlanmasına engel olur.
Basit bir anlatımla; Kolajeni, şekerin toksik etkilerinden koruyarak, hızlı bir şekilde yaşlanmasını önlemiş olur.
Alfa lipoik asit (ALA), oral yolla alındığında ise, vücudumuzdaki bütün proteinleri korur. Bu durumda bizi, diyabet hastalarının çektiği çeşitli sorunlardan korumada etkin olduğunu gösterir.
Diyabetli kişilerin, şekerin toksik etkilerinden dolayı, diyabet olmayanlara göre üçte bir oranında daha hızlı bir şekilde yaşlandığı da kaçınılmaz bir gerçektir.
Alfa lipoik asitin (ALA), diyabet hastaları üzerindeki diğer olumlu etkilerinden bazıları şunlardır;
* Diyabetli kişilerde sinir sistemi sorunlarını hafifletir.
* Sinir hasarının sebep olduğu şiddetli ağrıyı ve uyuşukluk hissini azaltır.
* Yaşlanmaya bağlı hafıza sorunlarını geciktirir.
* Katarakt riskini azaltır.
* Beyin felcini önler.
Gördüğünüz gibi Alfa lipoik asit (ALA), yaşlanma karşıtı eşsiz bir silahtır.
Alfa lipoik asitin (ALA) marifetleri sadece bunlarla sınırlı kalmayıp, son dönemlerde adından en çok söz ettiren besin unsurlarından da biridir.
Bu mucize antioksidanın vücuttaki temel görevi; şekerin yakılması ve onun kalbe, beyne ve kaslara güç vermek için enerjiye dönüştürülmesidir. Alfa lipoik asit (ALA) vücutta çok az miktarda üretildiğinden dolayı sadece besin takviyesi olarak değil, yiyeceklerle de alınmalıdır.
Kısaca, Alfa lipoik asit (ALA) demek; daha fazla miktarda enerjinin, daha hızlı bir şekilde üretilmesi anlamına gelir.
Bu mucize besin unsuru, ıspanak, pazı, brokoli, karnabahar ve sığır etinde bol miktarda bulunur.
Bu yetenekli besin desteği artık pek çok ülkelerde reçeteli ilaçlar arasındadır.
Lütfen unutmayalım! "Cilt ağızdan beslenir, dışarıdan desteklenir."
"ÜRÜN SEÇİMİNDE DOĞRU ADRES, DERMATOLOĞUNUZDUR!"