Hayatımdaki hayallerimden biri olan İstanbul'a gitme hayalimi okulumuzun müdür yardımcısı İsa Abanoz hocamız gerçekleştirmişti.
TÜGVA derneğinin düzenlediği sayın Cumhurbaşkanı'nın da katılacağı bir gençlik buluşması için İstanbul'a gitmek için okulumuzun bahçesinde buluşmuştuk. Öğrenciler, görevli öğretmenler ve veliler ile otobüsün önünde hep birlikte güzel bir hatıra fotoğrafı çekindikten sonra yerlerimizi almıştık.
Yolculuğa başlarken İsa Abanoz hocamızın pek değerli konuşmasından sonra benim Kur'an-ı Kerim tilavetim ile yola çıkmıştık. Bu hafta Mevlidi Nebi haftası olması hasebiyle Peygamberimizi anlatan ayetler ile yola devam ediyorduk.
Ardından güzel ilahiler ve salavat-ı şerifeler ile yolculuğumuz tam bir imam hatip öğrencilerine yakışır şekilde oluyordu. Yolculuk sırasında öğrenciler ve öğretmenler arasında oluşan hoş sohbet bizlerin arasındaki dayanışmayı arttırdığını görüyordum.
Allah'ın izniyle İstanbul'a sabah saatlerinde namaza 1 saat kala varmıştık. Sabah saatleri olduğu için hava bir hayli soğuktu ama o heyecan ve mutluluk havanın soğukluğunu bizlere hissettirmiyordu. Sabah namazı vakti yaklaşıyor ve namaz için gelen farklı illerden insanlar Ayasofya Camii'nin bahçesinde sıraya girmişlerdi.
Sıranın en önünde ben yer aldığım için içeri ilk ben girmiştim. Yıllardır müze olarak kullanılan Ayasofya, artık camii görevi üstlendiği için beni bir hayli mutlu etmişti ve ayrıca oraya gidip de içeri girince manevi ruhumda çok farklı, hoş hisler içine girmiştim.
Öncelikle içeri girip o anı yaşadıktan sonra hatıra fotoğrafları çekmiştim. Arkadaşlar benden sonra içeri girmişlerdi ve ben yanımda bir arkadaşımla içeriyi daha ayrıntılı incelerken namaz vakti yaklaşmıştı.
Namaz öncesi müezzin tarafından güzel bir Fetih Suresi okunmuştu ve bizler huzur içinde dinlemiştik. Ardından namazı kılmıştık. İmam o kadar güzel ve huzur içinde okumuştu ki sanki namazda semaya gönlümüz açılmıştı. Namazın ardından dışarıda kahvaltı yapmıştık.
Daha sonra Cumhurbaşkanı'nın konuşmasına vakit çok olduğundan dolayı Sultanahmet Camii, Gülhane Parkı olsun oraları gezebilme fırsatımız olmuştu ve benim İstanbul için hayalim de buydu zaten.
Öğlen namazından önce herkes otobüste toplanmış ve Cumhurbaşkanı'nın konuşmasını dinlemek için büyük bir spor salonuna gitmiştik. Orada birbirinden değerli konuşmacılar, sanatçılar biz gençlere ilk başta güzel bir program icra ettiler. Ardından Türkiye'nin gençlerinin engin coşkusuyla Cumhurbaşkanı karşılanmış ve güzel sloganlar seslendirilmişti.
Cumhurbaşkanının konuşmasında en çok dikkat çektiği konu ise biz gençler olmuştu. Büyüklerimizden duyduğum kadarıyla eski zamanlarda öğrencilere, gençlere bu kadar değer gösterilmiyordu. Bizlere bu değeri gösterdiğinden dolayı ülkemizin reisi cumhuruna bir kez daha bugün minnettar kalmıştım. Rabbim başımızdan eksik etmesin.
Konuşmadan sonra herkes otobüste toplanmıştı. Yemek yedikten sonra akşam saatlerinde yola çıkmıştık. Herkes yorgun düştüğü için uyumak için bekliyordu. Yine her zaman olduğu gibi İmam Hatip öğrencisine yakışır şekilde Kur'an'ı Kerim tilaveti ile yola çıkmıştık. Yine güzel ilahiler eşliğinde herkes uykuya dalmıştı.
Sabah namazı için Çakallı'da bir camide durmuştuk. Hemen abdestlerimizi alıp namazı kıldıktan sonra yola devam etmiştik, zaten az bir yol kalmıştı ve namazdan bir saat kadar sonra geri Samsun'a dönüş yapmıştık. İstanbul’un bu eşsiz güzelliğini bize gösteren Rabbimize hamd ediyorum. Bizleri böyle programlara davet eden hocalarımız ve bizim her daim arkamızda duran bir Cumhurbaşkanımız olduğu içinde kendimizi çok şanslı hissediyorum. İstanbul gerçekten ayrı bir güzel.
Bu güzel yazıyı okulumuz öğrencisi Batuhan Ersoy yazdı. Bizi takip edin. Samsun Anadolu İmam Hatip Lisesi proje okulumuz. Allah'a emanet olun.