Bir gün kendime sordum: “Allah beni seviyor mu?”
Aklıma geldi ki Allâh-u Teâlâ’nın kullarını sevmesi, Kitâb-ı Kerîm’inde zikrettiği birtakım sebepler ve vasıflara bağlı…
Soruma bir cevap bulma ümidiyle kendimi bu sebep ve vasıflara arz etmek için bunları zihnimde çevirmeye başladım.
Baktım ki O “muttakiler”i seviyor. Ancak kendimi onlardan saymaya cesaret edemiyorum.
Baktım ki O “sabredenler”i seviyor.
Fakat sabrımın az oluşunu hatırladım.
O’nun “mücahidler”i sevdiğini gördüm. Ama tembelliğimi ve gücümün azlığını fark ettim.
O’nun “muhsinler”i sevdiğini gördüm. Bundan ne kadar da uzağım…
Sorgulamama ara verdim ve Allah’ın beni seveceği bir şey bulamamaktan korktum.
Ve amellerimi gözden geçirdim.
Baktım ki çoğu gevşeklikle, kusurlarla ve günahlarla karışık…
İşte o zaman aklıma Allah-Teâlâ’nın şu sözü geldi:
“Şüphesiz ki Allah çokça tevbe edenleri sever.”
Adeta aniden bu ayetin ben ve benim gibiler için olduğunu anladım ve çabuk çabuk:
“Estağfirullâh ve etûbu ileyh, Estağfirullâh ve etûbu ileyh, Estağfirullâh ve etûbu ileyh” demeye başladım.
Belki O’nun sevdiği kimselere dahil olurum.
Ali TANTAVÎ'den aktardım bu yazıyı…
İnşallah Allah'ın sevdiği kullardan oluruz sevgili okurlarım.