Saç boyaları yaygın olarak kullanılan ve en çok tartışılan kozmetiklerdir. Saç boyalarının içerisindeki kimyasallar, saç derisi yoluyla kana karışarak vücudumuzun her noktasına ulaşabilmektedir. Ortalama olarak yılda dört kez saçını boyatan kadınlarda yumurtalık kanserine yakalanma riski, hiç boyatmayanlara göre %70 daha fazladır. Her yıl beş kez ve daha fazla boyatanlarda ise bu risk %100'ün üzerindedir. Ayrıca bu şartlarda lenf kanserine yakalanma riski de %50 artmaktadır.
En az 10 yıl boyunca kuaförde çalışan kişilerin, saç boyalarına maruz kalmayanlara göre beş kat daha fazla "mesane kanseri" riski taşıdığı öne sürülmektedir.
Özellikle sentetik saç boyalarında kimyasal reaksiyona sebep olan maddelerden en çok tartışılan ve laboratuvar ortamında bulunan hayvanlarda kansere sebebiyet veren "coal tar" yani katrandır.
4-methoxy-m-phenylenediamine (4-MMPD, 2, 4-diaminoanisole) içeren ürünlere FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) tarafından "Laboratuvar hayvanlarında kansere sebep olmaktadır" ibaresi zorunluluğu getirilmiştir.
Ayrıca, 4-chloro-m-phenylenediamine, 2, 4-toluenediamine, 2-nitro-p-phenylenediamine ve 4-amino-2-nitrophenol'ünde insan ve hayvan derisi vasıtasıyla emildiği kanıtlanmıştır.
Günümüzde bilim adamlarının kansorejen olabileceği yönünde en çok endişelendikleri: para-phenylenediamine ve tetrahydro-6-nitroquinoxaline'dir. Kanada ve Amerika'da phenylenediamine bazlı boyaların üzerinde "Kaş ve kirpiğe uygulandığında körlüğe sebebiyet verir" ibaresi bulunmaktadır. Bu nedenle, belirtilen kimyasallara karşı temkinli olunmalıdır.
Saç boyaları ile ilgili bir diğer tartışma konusu ise, kurşun asetat içermesidir. Kurşun özellikle zeka gelişimi için tehlikelidir ve güvenli kullanım seviyesi bilinmemektedir. Bu sebeplerden dolayı, boya konsantrasyonu fazla olan koyu renkli boyalar, açık renkli boyalara göre daha tehlikelidir. Yani boya seçimi yaparken, kimyasal zararı en aza indirmek için boya konsantrasyonu en az olanlar tercih edilmeli ve kullanım sıklığı azaltılmalıdır.
Diğer yöntem ise bitkisel bazlı boyalardır. Bu boyaların saça olan zararı, sentetiklere göre daha az olsa da boyanın etkinliğini arttırmak için kimyasallardan yararlanılmaktadır. Dolayısıyla bitkisel boya tercih edilirken de içeriği incelenmelidir.
Ayrıca amonyak içeren saç boyalarının yerine oksijen peroksitli boyalar tercih edilmelidir. Oksijen bazlı boyalar da tamamen masum değildir, sadece birbirleriyle kıyaslandığında daha iyi bir alternatiftir.
Bir defaya mahsus, saç boyası kullanıldığında da doğal saç rengini geri dönüşümsüz olarak kaybedersiniz. Çünkü saç boyası, saça tutunmak için amonyak veya hidrojen peroksit saçın dış kabuğunu açıp (kütikül kabuk) doğal saç pigmentlerinizi yok ederek yerleşir.
Kullanılacak en doğal saç boyasının kına olduğunu söylenebilir. Ancak kına, çok uzun süre saçta bekletilmemelidir. Ayrıca bilinenin aksine rastık kullanımı da sağlıklı değildir. Rastık doğal olarak elde edilmesine rağmen kurşun içerdiği için ABD'de kullanımı yasaklanmıştır.
Lütfen, boya işlemi uygulamasından önce şiddetli bir alerjik tepki riskine karşı "Patch testi" (yama testi) yaptırınız.
Bu testin uygulanmasındaki amaç, alerjik deride ortaya çıkmasına neden olan alerjenleri saptamaktır.
Sağlıklı günler dilerim.
"SİZİN İÇİN EN DOĞRU SEÇİM, BİR DERMATOLOĞUN BİLGİ VE DENEYİMLERINDEN YARARLANMAKTIR!"