Bir pazar sabahı...
Adam erken kalktı, eşi de onunla birlikte ayaklandı. Kendisi yeni aldığı spor kıyafetlerini aynanın karşısında üzerine geçiriverdi.
O ara biri kız, diğeri erkek olan iki çocuğu da uyandı. Anne mutfakta hummalı bir çalışma içerisindeydi. Hazırlıklar tüm hızıyla sürüyordu. Her hafta sonu olmazdı böylesi güzel bir hava.
Şanslılardı...
Ailece, deniz kıyısına gidip hem serinleyecekler hem de piknik yapacaklardı.
Kısa sürede hazırlanıp yola koyuldular.
Öyle de oldu.
Güzel, eğlenceli bir günü geride bırakıp evlerine dönüş yaptılar.
Pazartesi sabahı...
Adam işine, çocuklar okula gittiler.
Anne evde mutfağındaki televizyona göz ucuyla bakıp akşamın hazırlıklarına başladı.
Adam yüz milyonlarca para sayıp sahiplendiği aracının bandrol taksidini ödemek için e-devlete girdi.
Karşısına çıkan yazıyı okuyunca kızardı; öfkelendi, ağzından küfürler çıktı.
İsyanı büyüktü.
Okuduğu şey aracına gelen trafik cezalarıydı.
Bir, iki, değil tam üç tane idi.
Oysa dün ne gidişte ne de dönüşte yol boyunca bir kez bile trafik polisi ile karşılaşmamıştı.
Üç ceza tutanağını inceledi.
Tarih, saat, konum, plaka, aracın rengi, markası kısaca her şey uygundu.
Buralarda bir hata yoktu.
Ceza maddesinin açıklamalarını okuyunca gözleri daha da fal taşı gibi açıldı!
Araç kullanırken bir ara telefonla konuşmuştu.
Araç kullanırken arkada oturan çocukları çikolata yemişlerdi.
Ambalajlarını da camdan dışarı boca etmişlerdi.
Deniz kıyısına vardığında engelli araç parkına arabasını park etmişti.
Bu üç maddeden gelen cezaları okudu, okudu...
Talihine, şanssızlığına yandı. Çölde kutup ayısıyla karşılaşmış bedevi gibi hissetti kendini...
Yaşadığı şehirde fahri trafik müfettişi varlığından habersizdi.
Araç kullanırken telefon kullandığından 951 TL, Araçtan çöp attıkları için 196 TL, engellilere ait park alanına aracını park ettiği için 392 TL olmak üzere 1539 TL para cezasına çarptırılmıştı.
Hafta sonu deniz sefası cefaya dönmüştü.
Kıssadan hisse...
Siz siz olun kurallara uyun.
Etrafta resmi kıyafetsiz trafik memuru görmeyebilirsiniz. Ama şunu iyice belleğinize yerleştiriniz.
Sadece Samsun'da binin üzerinde FTM, yani fahri trafik müfettişi var, bir de ülke genelini düşünün.
Zira her biri nerede olurlarsa olsunlar mal ve can kaybınının azaltılması uğruna trafik kurallarına uymayanları caydırıcı olsun diye cezalandırmaktan imtina etmiyorlar.
Aman ha, dikkat!