Defalarca eleştirdik, yazdık, çizdik. Yeri geldi ağır konuştuk. ‘Aman takıma zarar gelmesin, aman takım içerisinde kaos ortamı oluşmasın’ diyerek hep sustuk.
Biz sustukça Ertuğrul Sağlam, Nuri Asan Tesisleri’nde başıboş kaldı. Yönlendiren veya eleştiren kimse kalmadı.
Bu ortamı kendisi yarattı.
Önce Samsun basınına Nuri Asan Tesisleri’ni kapattı. Daha sonra bütün yetkinin kendisinde olmasını istedi ve bu konuda başarılı oldu. Söz artık Ertuğrul Sağlam’daydı
Bu konuyu açıklığa kavuşturduğumuza göre, gelelim sene başına...
Yöneticilerin ve teknik direktörün bahsettiği sözde 'scouting ekibi' transferde sahne almadı.
Sözde transferlerin başında olan Mustafa Aztopal, sadece futbolcu görüşmelerinde yer aldı.
Bunun nedeni Yılport Samsunspor'un tek menajer üzerinden çalışmasıydı.
Eski basketbolcu ve şimdilerin yıldız menajeri Mirsad Türkcan'ın şirketi olan '99Greats Menajerlik Şirketi' ile bütün transferleri yürüten teknik ekip sezon başındaki yaptığı bütün transferde adeta çuvalladı.
Tomane, Edwin Gyasi, Plumain, Yameogo, Boli, Dje Dje, Mathias…
Tek menajerlik şirketinden Samsunspor’a kazandırılmaları tartışmaya açık olan kısım bence.
Ligin ilk yarısında sakatlıklar ve kovid-19, Samsunspor’un üzerinden gitmeyince toplanan 33 puanı şans eseri görerek bunu 'başarı' olarak gördük ve sesiz kaldık.
Toplanan 33 puandan sonra ben daha önceki köşemde de belirterek 'ligin ilk yarısında puan kaybettiğimiz rakiplerimizden ekstra puan alırsak şampiyon oluruz' demiştim.
Ligin ikinci yarısında yapılan transferlerle adeta havamız değiştiğini düşündük keza alınan Altay ve İstanbulspor galibiyetleri bizleri 'erkenden' şampiyonluk havasına sokmuştu bile.
Ancak kimsenin göremediği bir hata daha yapmıştık.
Forvet transferini yine unutmuştuk...
Mathias Coureur transferinin baş mimarı olan Ertuğrul Sağlam, Samsunspor'un kaderini burada yazmıştı.
Sene başında Bahattin Köse ve Atabey Çiçek'i istemiyorum diyerek "veto" eden Sağlam,
Nadir ve Mathias'la adeta Samsunspor'un kötü gidişatına zemin hazırlamış oldu.
Bu transferlerin ardından takım içerisinde oluşan gruplaşmanın önüne geçemeyen Ertuğrul Sağlam, Nuri Asan tesislerindeki bütün hegemonyasını kaybetmişti.
Bu kaybedilen hegemonyanın çaresini başkan Yüksel Yıldırım geç de olsa fark etti ama dediğim gibi 'çok geç fark etti'.
Ertuğrul Sağlam'ın bir başarısızlığı da açık ara rakiplerini analiz edememesiydi.
Adana Demirspor, Altınordu, Menemenspor, Giresunspor gibi rakiplerimizden hem içerde hem de dışarda ekstra 3 puan alamadık.
Bu maçlarda yapılan taktik saçmalıkları Samsunspor'u kaderini belirledi.
Her şeye rağmen geldiğimiz noktada play-off maçında rakibimiz Altınordu'yu sene başından beri mağlup edemedik. Bunun nedeni yine taktiksel açıdan rakibini analiz edemeyen Ertuğrul Sağlam vardı.
Hüseyin Eroğlu, İzmir’deki ilk maçta, bu maçın provasını yapmıştı. Veri olarak bunun anlamı şuydu; Ertuğrul Sağlam, Altınordu’nun oyun planı ve taktik düşüncelerini idrak etmiş olmalıydı. Maç başladı, Altınordu, İzmir’deki savunma stratejisinin daha kötü bir versiyonuyla, Samsunspor’u karşılamaya başladı.
Bu kadar açık verilere rağmen Ertuğrul Sağlam’ın bulduğu çözüm ise ceza sahasına top kesmekten ibaret oldu. Altınordu’nun kendi birinci bölgesini çok adamla savunacağı bu kadar belirginken, Sağlam’ın hala orta kesme ilkelliğine bel bağlaması doğrusu akıl kârı değildi.
Bu kadar beceriksizliğe rağmen maçın sonunda sadece 100'e yakın taraftarların "Yuhh" sözlerine karşı ağıza alınmayacak küfürler etmesi bardağı taşıran olay oldu.
Bu küfür taraftarlara değil Atatürklü armaya edilmiştir.
Taraftarların ve kulübün bu sezon bir küfür yemediği kalmıştı, onu da kendi teknik direktörü yaptı helal olsun.
Ertuğrul Sağlam artık Türkiye'de kulüp bulabilir mi çok zor diye düşünüyorum.
Olan yine Samsunspor'a oldu.
Umarım seneye daha güçlü geliriz.
Çünkü Şampiyonlar Ligi’ne hazır olun.
Ertuğrul Sağlam Samsunsporun Süper Lige çıkamamasının baş nedenidir.Hem kendini Hem Samsunsporu bitirdi.Başkana,Şehre,Taraftarlara resmen ihanet etti.Şimdide Para peşinde söylediklerine bakıp utanması gerekiyor. Yüzüne bakınca Suçlu olduğu yüzünden çok belli.