Siz değerli okuyucularıma bu hafta, Aromaterapi ve aromaterapideki uçucu ve sabit/taşıyıcı yağlar ile ilgili bir yazı dizisi hazırladım.
Aromaterapi, bitkiler de bulunan uçucu yağlarla yapılan bir tedavi yöntemidir.
Rivayetlere göre koku kültürü, tarihin yazılmasından çok daha önceki zamana, hatta bazılarına göre 5000 yıldan daha eskiye dayanıyor.
Aromaterapi'nin başlangıcı, yani uçucu yağların şifa vermedeki gücü 20. yüzyılın başlarında bir Fransız kimyacı (Rene-Maurice Gattefosse) tarafından yeniden keşfedildi. Aynı zamanda "Aromaterapi" terimini ilk kullanan kişi olarak da literatüre geçmiştir. Bu Fransız kimyager laboratuvarında deney yaparken kazayla elini yakınca, acısını hafifletmek için yanındaki lavanta yağı bulunan kaba elini daldırmış ve bu yağın elini süratle iyileştirdiğini fark edince de bu konuda çalışmalar ve araştırmalar yapmıştır.
Bu dönemden sonra birçok bilim adamı yağların ruh ve sinir sistemi üzerindeki etkilerini, birçok yağın mikrop öldürücü etkilerini araştırdılar. (Mayland Üniversitesi’nde Prof. Dr. Paola Rovesti, ilk Aromaterapi topluluğunu oluşturdu)
Sonrasında birçok araştırmacı hekim ve kimyagerler konuyu kozmetik ve gençleştirme tedavilerine kadar yaygınlaştırmış ve 1985 yılında Uluslararası Aromaterapistler Federasyonu kurulmuştur. Böylelikle Aromaterapi, gitgide tüm dünyada anlam ve önem kazanarak günümüze kadar ulaşmıştır.
Uçucu Yağ Nedir?
Uçucu yağlar, bitkinin kök, gövde, kabuk, yaprak ve çiçek gibi tüm bölümlerinden elde edilen sıvılardır. Yağ olarak adlandırılsalar da yağ hissi vermezler. Ayrıca ısı ve ışığa karşı duyarlıdırlar. Bu sebeple uçucu yağlar ağzı sıkıca kapatılmış alüminyum, çelik ya da koyu renkli cam şişelerde oda sıcaklığında ya da kapak açıldıktan sonra buzdolabının kapağında muhafaza edilmelidir.
Uçucu yağlar çok küçük moleküller oldukları için hızla kana karışarak, tüm organlara ulaşabilirler. Ancak kalın cilt ve yağ tabakası fazla olan ciltlerde emilim oranı düşebilir.
Uçucu Yağların Kullanım Şekli;
Uçucu yağlar konsantre oldukları için cilde doğrudan kullanımı uygun olmayıp, seyreltilerek uygulanmalıdır. Örneğin, iyi bir masaj için uçucu yağların yanında mutlaka bir sabit yağ olmalıdır.
Bu yağlar, kremler, merhemlerden kil ve jellere kadar pek çok şekilde kullanılabilir. Ancak tek görevi taşıyıcılık değildir. (yan etkilerine dikkat edilmelidir) Çünkü birçok taşıyıcı yağ kendi başına tedavi edici özelliğe de sahiptir.
Burada uçucu yağı seyrelteceğimiz doğru taşıyıcı (sabit yağlar) yağı seçmek çok önemlidir.
Aromaterapi Uygulama Yöntemleri Nelerdir?
1- İnhalasyon: Seçtiğiniz herhangi bir uçucu yağdan birkaç damla difüzöre ekleyin ve buharını kapalı bir oda da soluyun. (Bu yöntem için taşıyıcı yağ gerekmez)
Eğer difüzörünüz yoksa bir kaseyi ya da tıkalı bir lavaboyu sıcak suyla doldurup, suya birkaç damla uçucu yağ ekleyin, başınızı bir havluyla örterek üzerine eğilin ve buharı içinize çekin. Bunu 10 dakika boyunca yapın.
2- Masaj: Uçucu yağlar tahriş edici olduğu için mutlaka taşıyıcı (sabit yağlar) yağ ile seyreltilmelidir. Örneğin; badem yağı, fındık yağı, susam yağı, avokado yağı vb... Bu yağlarla masaj yapılarak vücuttaki kasların gevşemesi ve ağrının hafiflemesi sağlanmış olur.
3- Banyo: Banyo suyuna 10-15 damla uçucu yağ damlatılır. (Uçucu yağlar suda çözünmediği için bir fincan sütün içine eklenerek banyo suyuna karıştırılmalıdır) Bu yöntem diğerlerinden daha etkilidir.
4- Kompresyon: Ilık ya da sıcak suya damlatılan uçucu yağlar bir bez yardımıyla vücuda kompres yapılır. (Soğuk kompres migrende şakaklara, sıcak kompres ise kas ağrısı ve kramplar için tercih edilir)
5- Koklama: Uçucu yağ karışımı, su içine damlatılarak, difüzör veya sprey yöntemiyle ortama uygulanır ya da doğrudan şişeden koklanabilir.(Hatta uçucu yağlar antibakteriyel (mikrop öldürücü) özelliklerinden dolayı hijyen için ağız gargarasında da tercih edilmektedir)
Devamı haftaya...