O hareket sadece yazan, çizen, düşünenlerden ibaret değildir bir de inandıkları için istikballerini, hatta canlarını feda edecek yiğitler vardır.
Enver, Talat, Cemal Paşalar, Bahattin Şakirler her biri bir başka toprakta kimisi Ermeni kurşunları kimisi de Rus yaylım ateşiyle alnından vurularak şehit düştüler.
Mustafa Kemaller, Ali Fuatlar, Kazım Karabekir gibi askerler Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendiler, Ankara Müftüsü Mehmet Rıfat Börekçiler ve diğerleri.
Ve Nihal Atsızlar, Necdet Sancarlar, Zeki Velidi Toganlar, Alparslan Türkeşler, Nurullah Barıman, Fethi Tevetoğlu ve arkadaşları.
Onlar inandılar, inançları uğruna “bir istikbali bir sigara izmariti gibi ayaklarının altına aldılar” ve inandıkları yolda hiç dönmeden, durmadan, durmayı düşünmeden yürüdüler.
Alparslan Türkeş CKMP(Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi)ye girdikten sonra yerinde hiç oturmadı, O ve arkadaşları Türkiye’yi bir baştan bir başa taradılar ve girdikleri her seçimde oylarını sürekli artırdılar.
Yüzde 2.2 ile başlamışlardı yüzde 8.6’ya kadar çıkardılar ve 12 Mart darbesi geldi.
Şimdi burada bir sorunun sorulması ve aynı anda da açıkça cevaplanması gerekmektedir: “12 EYLÜL DARBESİ KİME KARŞI YAPILDI?”
İki güç vardı o yıllarda Türkiye’de, dinamik ve gençliğe dayanan iki güç. Birisi devrimciler diğeri ise ülkücüler.
Devrimcilerin iktidara gelme şansı yoktu. Çünkü Türk Milletinin değerleriyle barışık değillerdi ama ülkücüler toplumun değerleriyle barışıktılar ve iktidara adaydılar.
Bu arada Alparslan Türkeş’in DPT(Devlet Planlama Teşkilatı), TKAE(Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü) bilinir de ÜLKÜ VE KÜLTÜR BİRLİĞİ MÜSTEŞARLIĞI projesi bilinmez ya da özellikle de bilinmemesi amaçlanır.
Muhteşem bir projedir, onu da yarın yazarız kısmet olursa. (DEVAM EDECEK)