Bir silsileler topluluğu...
Aynen bir merdivenin basamakları misali yani.
Bir basamağa basmadan bir üsttekine geçemiyorsunuz!
İnsan hayatındaki evrelerde bu misale uygun yaşanıyor.
Bulunduğunuz yere şayet yürekler sizi koyamıyorsa, siz sadece şeklen orada oluyorsunuz.
Hz. Mevlana’nın, ‘Nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok. Nice elbiseler gördüm içinde insan yok’ demesindeki derin mana bundandır.
Elbise mi size uyar, siz mi kendinizi elbiseye uydurursunuz, bu sizin tercihiniz olacaktır ama bu tercihlerinizde sizi hayat içinde ve toplum gözünde nerede yer bulacağınız adına nihai kararların muhatabı kılacaktır.
Bir yerin, bir eşyanın, bir makamın daimi sahibi olmak herkese nasip olmuyor ne yazık ki!
Hiç kimse ama hayat içindeki hiç kimse bulunduğu konumu, sahip olduklarını kendisine sonsuza kadar emanet edilmiş olarak görmemelidir.
Böylesi bir düşüncenin insanoğlunu götüreceği tek adres vardır;
‘Yanılgı’
‘Makam mı insanı seçer?
İnsan mı makama uygun hale gelir?’ sorularının cevabı kişinin kendi şahsiyet ve karakterinde gizlidir.
Bilgi, becerisi, özgüveni, ihtisası ve toplum içerisindeki yeri de bu gizliliği aleni hale çeviren ve kişiyi makamla özdeşleştiren özelliklerin başında gelir.
Tüm bu özellik ve nitelikleri bedeninde toplayanlardır ki onlar makamı ve mevkii de hak edenlerdir.
İçi boş ve tesadüfen orada olanlar ise, birer emanetçi gibi emaneti asli sahibine teslim edecekleri güne nöbet tutanlardan olacaklardır.
Günümüzde temsil ve işgal ettikleri makamlarda burnu havada gezen ve kendilerini geliştiremeyenler, hak ettikleri cevapları almakta da gecikmeyeceklerdir.