NEilk, ne son seçimdir bu.
Türkiye Cumhuriyeti var oldukça seçimlerde olacaktır doğal olarak.
Seçim bir yarıştır.
Biri kazanır, biri kaybeder.
Çıkar niyetini anlatırsın.
Yapacakları, projelerini paylaşırsın.
Halka yaklaşımının ne olacağını izah etmeye çalışırsın.
Bu minvalde olur yerel seçim çalışmaları.
Talip olduğun yer hakkında bilgi sahibi olacaksın.
Hangi mahallenin neyi var, neyi yok bileceksin.
Belediyelerin hala imkanı kalmışsa seçilip geldiğinde bu sorunları nasıl çözeceksin önce planlayacaksın sonra da halkı ikna edeceksin.
Adı üstünde yerel.
Biz ne yapıyoruz?
Ya millet siyasetten bıkar hale geldi.
Bakın televizyonlara, gazetelere yerelin dışında her şey var.
İktidarı, muhalefeti bir kavgadır gidiyor.
Hesap sormaların sonu idama kadar geldi.
Hepsi bir oy fazlası için.
Yahu bu milleti düşünen yok mu?
Yarın hepimizi yüz yüze bakacağız.
Belki de belediye başkanlığına seçilenlerin yüzünü beş yıl boyunca hiç göremeyecekler olacak içimizde…
Buna rağmen kavgaya aralıksız devam.
Sen Cumhur’sun, ben Millet.
Sen illetsin, öbürü zillet.
Bırakın milleti ortaya çıkan adayların kimliklerine, bilgilerine, birikimlerine, ihtisaslarına, projelerine baksınlar.
Ona göre de karar versinler.
Çünkü seçecekleri, belediye başkanları.
31 Mart’ta ne Cumhurbaşkanı değişecek.
Ne de Parlamentoda seçilmiş milletvekilleri.
Onlar seçim sonra 5 liraya meclis lokantasında göbek kaşırlarken, biz hayat şartları karşısında bükülmeye devam edeceğiz.
Biz sonumuzu bile düşünemez haldeyken şimdi de sivil toplum kuruluşlarında bazıları şirin gözükmek çabasına girişmiş.
Bırakın 12 Eylül’ü, 15 Temmuz’u, Kandil’i, şunu bunu.
Yerel seçim yapacağız, yerel.
Belediye başkanı mı seçeceğiz, birbirimizi mi yiyeceğiz anlayamadım gitti!
Boş boş konuşana kadar adaylarınızın fazlalıklarını anlatın.
Malum, kavun değiller koklayamıyoruz!