HAFTA başında Sayın Cumhurbaşkanı NATO toplantısı dönüşünde asgari ücreti açıklayacağını, kendisi yokken de Çalışma Bakanı’na gerekli talimatı verdiğini ve konunun muhatapları ile bakanın bir araya gelerek bir mutabakata varmasını istediğini söylemişti.
Ekonomisinin şartları belli olan ülkemizde kimse büyük bir sürpriz olmasını beklemiyordu.
Ama ücretin açıklanmasını bekliyordu.
Bütün haftayı merakla geçirdi asgari ücretle ilgilenenler…
İşçi sendikaları başkanları vasıtasıyla ücretin ne olması gerektiğini kararlılıkla ifade ettiler.
Türk-İş Başkanı, ‘net ücret 6 bin 250 liradan aşağı olursa kurtarmaz’ deyip bunda ısrarlı olacaklarını söylüyordu ekranlarda…
Konuyla ilgili birçok kişi ve kuruluş yüzde 40’tan aşağı bir artışın yeterli olmayacağı görüşündeydi.
NATO toplantısı bitti Cumhurbaşkanı geri döndü.
Ayağının tozuyla toplantıya katıldı.
Toplantı sonrası da ekranların karşısına geçip zam miktarını açıkladı.
Ben tam o sırada AK Partili bir işadamı arkadaşımın bürosundaydım.
Cumhurbaşkanı, yüzde 30 dediğinde tepkisini izledim sessizce.
İlk cümleleri ‘Çok patırtı kopar oldu.’
Hele hele iktidarın işverene 100 liralık bir katkı yapacağının açıklanmasına işverenlerin büyük tepki göstereceğini söyledi.
İlk olarak onun fikrini paylaşıyorum sizinle çünkü kendisi iktidar yanlısı ve destekçisi.
Benim fikrimi sorarsanız açlık sınırının çok altındaki bir rakamın ideal asgari ücrete tekabül ettiğini söylemem zaten mümkün değil.
Ben asıl hafta içinde bir yığın patırtı koparak Türk-İş Genel Başkanının tavrını merak ediyordum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklamasını yaptıktan sonra bir ara ona döndü ve bir şeyler söyledi.
Başkan tepkisiz hatta süt dökmüş kedi gibiydi.
Eh işçinin hakkını koruyacak olanların sesi kesildiyse zavallı işçi ne yapsın?
Kendisi için tam bir hayal kırıklığı olan rakama yutkunup, durur artık!