CENNET ülkemizi cehenneme çeviren yaz sıcakları değil.
İnanın insanlar nefes almakta zorlanıyor.
Sosyal medyada gördüğüm bir video içimi sızlattı.
Arka planda bir AVM binası…
Onun karşı kaldırımında bir çöp konteynırı…
O konteynırın arkasında ise çöplerin arasından karıştırarak bulduklarını açlıktan büzüşmüş midesine indirmeye çalışan 2-4 yaş aralığında bir çocuk…
Önünden kadınlı erkekli kalabalık geçip gidiyor.
Çöp konteynırının arkası ve önünde iki farklı dünya yaşanıyor.
Bir tarafta tuzu kuru olanlar…
Diğer tarafta çöpte bulduğuna ihtiyacı olanlar...
O çocuk kimdir, bilemem.
Ama açlığın…
Ama sefaletin…
Ama günün fotoğrafı olduğu bir gerçek.
İşte cennet ülkemi cehenneme çeviren yaz sıcakları değil derken kast ettiğim bu.
Bir tarafta yaşanabilir bir ülke…
Mutlu azınlığın kaymağını sonuna kadar yediği ve sergilediği umursuzluk.
Diğer tarafta ise…
Çaresizlik…
Umutsuzluk…
Çöpe açılan eller…
Sefaletten feri gitmiş gözler…
4-5 sayfalık yazı ile katkıda bulunarak, “Türkiye için ne yapmalı” sorusuna cevap veren
onlarca aydının yazdığı bir kitap çıkacakmış piyasaya.
Aslında hepimiz kendimizce ne yapılması gerektiğini biliyor ve söylüyoruz.
Ama istiyorum ki…
Bu ülkeden…
Bu milletten…
Bu milletin geleceğinden sorumlu olanlar da bu soruya cevap ve çözüm bulabilsinler.
İstiyorum ki bu bayram ve bayram günleri huzur ve barışa ihtiyacı olan bu ülkeye mutluluk ve refahı getirmek için de vesile olsun.
Hepinize mutlu bir bayram ve sonrası diliyorum…