HAYATIN her karesinde güçlü olmalısınız.
Zafiyetleriniz bilin ki elinizi zayıflatacak enstrümanlar olacaktır.
Öyle ya, dünyanın bin bir türlü hali var.
İşinizi kaybetmiş olabilirsiniz.
Aşınızı, sağlığınızı kaybetmiş olabilirsiniz.
Olur ya!
Herkesin başına gelecek şeyler diye düşünebilirsiniz.
Ama dostlar varsa…
Onlara inanmış…
Beraber yürümüş…
Dertleriyle dertlenmiş…
Mutluluklarıyla sevinmiş…
Hayatın sır kabul edilebilecek her türlü gizemine ortak olduğunuz dostlarınız varsa;
İşler farklı yürür.
Sıcak bir yuvanın tüten bacasıdır onlar.
Yarenliklerle bezenmiş bir dost meclisinde asla yalnız kalmazsınız mesela.
Ne hastalığınızda, ne yokluğunuzda…
Ne başınız sıkıştığınızda…
Ne de yalnızlıklar denizinde boğulduğunuzda…
Ya da siz öyle düşlersiniz.
Düşlersiniz de her zaman düşler gerçek olmuyor ama en güzel yerinde uyanabilir…
Gerçeklerin bir tokat gibi çarptığını görebilirsiniz yüzünüze.
Anlamak için çaba sarf etmek nafiledir!
Yaşamın farklı bir yüzüdür karşınızdaki zira.
Her insanın yaşayabileceği türden bir durum anlayacağınız.
Siz hiç kalabalıklar arasında yalnız,
En ihtiyacınız olduğu anda kimsesiz kalmadınız mı yani?
Yalnızlık davullarının sesini duyuyor olmanız bu nedenledir işte.
Sesler, fısıltıya dönerken,
Yüzünüze bakan bedenler, sırtını dönebil size..
Kendinizi bir cüzamlı gibi de hissedebilirsiniz.
İşte bu nedenledir ki;
Bazen ait olduğunuzu düşündüğünüz yerde bile, arar arar kendinizi bulamazsınız!
Boş verin diyeceğim de nefes almaksa yaşamak,
Yaşamaya devam edin.
Ama iyi!
Ama kötü!
‘Hayat bir gündür. O da, bugündür’ deyip.
Ayakta kalmaya bakın yine de…