HER insan şerefi, haysiyeti için yaşar.
Adalet duygularının eşit dağıtılması herkesin beklentisidir.
Bu sivil hayatta da böyledir.
Siyasette de böyle olmalıdır.
Sırf birkaç oy fazla kopartabilmek için başkalarının haysiyetini zedeleyici hareketlerde bulunmak…
Bu mealde sözler sarf etmek…
Toplum nezdinde küçük düşürmeye çalışmak…
Dün yapmadığını bugün yapmaya kalkmak kimse tarafından kabul görecek bir davranış şekli değil.
İş duyuma kaldığında bende geçmişte de bugün de çok şeyler duyuyorum.
Sözlerle ifade edilenler var.
Yazılı olarak servis edilenler var.
Hayatım boyunca duymadığım, şahit olmadığım hiçbir şeye itibar etmem.
Doğruluğu teyit edilmemiş her şey dedikodudur.
Asılsızdır.
İtibar edilmemiş gereken duyumlardır.
Peki, ne oluyor bugünlerde?
Atakum’da iki aday hakkında suçlamalar, belgeler sosyal medyada uçuşuyor.
Hem CHP adayı Serhat Türkel hem AK Parti adayı Özlem Maraş bu saygısızlıktan nasibini alan adaylar…
Siyasi partilerin adaylarının kesinleştiği tarih 3 Mart’tı.
Ki aday isimleri partileri tarafından daha önce deklere edilmişti.
Bu adaylar Cumhuriyet Başsavcılıklarından temiz kâğıdı alıp, başvurularını yaptılar.
Yani dün çıkmadılar meydanlara…
Düne kadar dillendirilmeyen şeyleri bugün bilgi olarak kim ve kimler servis ediyor?
Bundan beklentileri nedir?
Herkeste bu haberlere itibar ediyor.
Şahsen benim için her iki aday şahsında da bir itibarı yok.
Yapan da yanlış yapar.
İşin sonuna gelmişken seviyeyi düşürmenin,
Belden aşağı vurmanın bir anlamı yok.
Bir oyu var herkesin.
Gider desteklediğiniz adaya oyunuzu verirsiniz.
Ben de öyle yapacağım.
Sandık sonuçları belli olana kadar bu tür haberlere itibar etmeyeceğim gibi kazananı da kutlayacağım.
Aklıselim herkesin yapması gereken de budur.