AÇIK kalplilikle ifade etmeliyim ki alışamadım!
Bu insanların varlığına alışamadım…
Geldikleri ilk gün Vezirköprü’de ikamet ettiriliyor olmaları zamanın valisi tarafından inkar edilen mültecilerin sayıları bugün itibariyle 31 bin 650 olmuş.
Mantar gibiler…
Her yerde karşınıza çıkıyorlar.
Tek hücreli canlılar gibi bölünüp çoğalıyorlar.
Yolda karşınıza çıkan iki mülteci kadından birinin hamile olması artık hiç şaşırtıcı gelmiyor bana…
Önceleri çok dikkat çekmiyorlardı.
Ama sonra, her sokakta karşımıza çıktılar.
Berberler, pide fırınları, kebapçılar el değiştirmeye başladı.
Değişen sadece dükkan sahipleri değildi.
Tabelalar da değişti.
Artık adım başı Arapça bir yazıya rastlamak sıradan bir olay haline geldi Samsun’da.
Özellikle Ağabali Caddesi’nin paralelinde, İstiklal Caddesi ile 100. Yıl Bulvarı arasında kalan bölüm devamlı ikametleri haline geldi.
Bu mahalde Türkçe konuşma duymak bile lüks hale gelmişti bizim için...
O mahallede bulunan kuaförüme gitmek için onların arasından geçmek gerçekten eziyetti benim için.
Sokakları bir örümcek gibi sarmakla kalmamışlar, dükkanlara yaptıkları ilavelerle tam bir işgal havası estirmeye başlamışlardı.
Pazartesi günü uzayan saçlarıma ufak bir rötuş yaptırmak için yine kuaförüme gittim.
Aracımı, Eski Modern Pazar’ın olduğu yerdeki otoparka bıraktıktan sonra İstiklal Caddesi’ne doğru yürüyemeye başladığımda gözlerime inanamadım.
Sokaklara sükûnet gelmiş, işgaller kaldırılmış, sokaklar nefes alır hale gelmişti.
İlkadım Belediye Başkan Yardımcısı Şerif Mırık’ı arayıp, sordum neler oluyor diye.
“Seçimde verdiğimiz sözleri yerine getiriyoruz abi, daha tabelaları da indireceğiz” dedi.
“Seçimde ne söylediğiniz çok önemli değil ama yaptıklarınız için kutluyorum” dedim.
Bu yasa, kural tanımazlara hadlerini bildirmek zamanı gelmişte geçiyordu.
Kim, nasıl değerlendirir bilemem ama ben alkışlarım…