KONUYA geçmeden önce çarşamba günü ani bir rahatsızlıkla yoğun bakıma kaldırılan sevgili dostum Osman Kara’ya geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum.
Dün konuştuğumda gerekli tetkiklerin yapılarak, servise çıkartılacağını…
Bugün de siz bu yazıyı okurken büyük bir ihtimalle taburcu edileceğini ifade etti.
Sevgili İhtiyar’ın bir an önce aramıza katılmasını ve değerli yazılarını bizimle paylaşmasını umut ediyorum.
Bu hayatta her şey bizim için…
Zaman zaman hepimizin tökezlemesi normal.
Ama takıldığımız noktaya takılıp, kalamayız.
Çünkü hayat devam ediyor.
Bakın ülkede gündem açlıktan,
Sefaletten,
Yoksulluktan,
Geçim sıkıntılarından çıkartılıp seçime endekslenmiş durumda.
Partilerin büyükşehir, il ve ilçe adayları yavaş yavaş belirlenmeye başlıyor.
İlimizde de aday isimlerinin şekillenmesine tanık olmaktayız.
Samsun’un siyasi yapısı ve oy dağılımı nedeniyle muhalefet kanadında öne çıkan adayları yürekten kutlamak istiyorum öncelikle…
Cüretleri ve cesaretleri takdire değer.
Zira kemik bir çoğunluk oyuna sahip AKP adayları karşısında ve medeni atılımı göstermek çok kolay değil.
CHP’de kesin aday adayı sayısını bilmiyorum.
Sevgili meslektaşım ve kardeşim İnş. Müh Cevat Öncü geçmişi, adı, ihtisası ve sosyal konumuyla bu adaylığı hak ediyor.
Diğer partilerde isimleri son seçimlerde geçen adayların isimleri telaffuz edilmeye devam ediliyor.
İktidar partisinde özellikle Büyükşehir için talep oldukça fazla.
Aday olmak açısından ise işleri çok kolay değil.
Kendi partileri içinde gördükleri tasvip ölçülerini ben bilemem tabii.
Ama bir gerçek var ki mevcut başkan Mustafa Demir’i sollamak için artı değerlere ihtiyaç var gibi görünüyor.
Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz bu konuda ne düşünüyor, bir açıklaması yok ama benim tanıdığım Yılmaz, bu konuda bir açık vermez.
Fikir beyan etmez.
Açık açık desteklediğini de söylemez.
Zaten bu konuda tek yetki genel başkanlarında…
Bunu da hem aday adayları, hem de parti teşkilatı çok iyi biliyor.
Zaten Sayın Erdoğan teşkilat mensuplarını ve milletvekillerini Ankara’da bir araya getirerek mimi bir temayül gerçekleştirmiş.
Bir anlamda gözlerinin içine bakarak, ‘kim olsun?’ sorusuna cevap arıyor.
Talep olunan makam, küçük bir makam değil.
Yükü de görev tanımı da çok ağır.
Kim olursa olsun bu kadar yoğunluk içinde kendini kaybeder.
Tabi özgürlüğünü de…
Onun için ben olmim!