GÜNLERDİR bir başka konuya endekslenmiş durumdayım aslında…
Seçime giden Türkiye’de ülkenin tamamını ilgilendiren seçime giden yolu tartışmak istiyorum kendimce…
Bir tarafta Millet İttifakı.
Diğer tarafta Cumhur İttifakı.
Açıklanan Ortak Mutabakat Metni üzerine yapılan tartışmaların insanlarımız üzerindeki kutuplaştırma çabalarını üzülerek izlediğim için yazmak istiyordum.
Ama öyle bir gelişme oldu ki…
Siyasilerin yapamadığına siviller soyunmaya başladı.
Bir maç oynandı ülkemin güney köşesinde…
Her maçta olduğu veya olacağı gibi oynanan oyunda da…
Oynayan oyuncularda da…
Maçın taktiğini belirleyen hocaların taktiklerinde de olduğu gibi hakemlerin yönetiminde de hatalar oldu.
Yeni değil hatalar…
Eskimeyecek, geleceğe de taşınacak.
İnsanın fıtratında var hatalar…
Kötü niyet olmadığı sürece bir beis yok.
Çünkü saha içinde oynanan oyunu izleyenler var.
Hataları kısmen düzeltenler, ikaz edenler var.
Ama buna rağmen hatalar var.
‘VAR’ olmasına rağmen var…
Düşünün bu sistemin olmadığı yıllarda büyük kisvesi altında yıllarca federasyonları ve hakemleri etki ve kontrol altında tutan camiaların, Anadolu takımlarına yaptıkları var.
Onlar hiç seslerini çıkaramadılar.
Çıkarsalar da duyuramadılar.
Ama büyük geçinenlerin öyle mi?
Televizyonlar, gazeteler emirlerinde.
Nefes alsalar haber oluyor.
Şimdi bir maçtan sonra bildiri üzerine bildiri yayınlayan ve bu bildirileri 24 saat boyunca program adı altında temcit pilavı gibi tekrarlayıp, döndürenler var.
Ne işe yarıyor?
A-B-C takım taraftarlarını biraz daha birbirine düşürüp, ayrıştırmaya…
Hem de spor eliyle.
Hem de siyasetin ayrıştırmasından bu kadar şikayet ettiğimiz bir dönemde.
Yapmayın beyler, yapmayın!
Futbol bir oyun.
Yıllardan beri kazananı da var…
Kaybedeni de.
Bundan böyle de öyle olacak.
Spor, program bahanesiyle ayrıştırmayın milleti.
Bunu bile, bile!