BİRKAÇ ay önce Alanlı Mahallesi’ndeki meskenimde bir hırsızlık girişimi yaşadık.
Babasının evine giriyormuş gibi elini kolunu sallayarak bahçe kapısından içeri atlayan yüzü maskeli, ellerinde eldiven olan delikanlı balkon kapısına geldiğinde gelinimle karşılaşınca gerisin geriye geldiği yoldan tüyüvermişti.
Bu görüntüleri evimizin güvenlik sisteminden izlemiş, olayı soruşturan polis memurlarına da vermiştik.
Aynı soysuz olaydan birkaç gün önce de yine aynı muhitte oturan bir doktor komşumuzun evine kazma ile camı kırarak girmiş, odada evin çocuğunu karşısında görünce yine kaçmıştı.
Sonra duyduk ki birkaç sokak aşağıda yüzü maskeli 3 kişi, hava karardıktan sonra silah zoruyla bir eve girip ne var ne yok götürmüşler!
Bu bilgi teyide muhtaçtı.
Açık söyleyeyim emniyet kayıtlarında böyle bir bilgi yoktu.
Ama bu tür olaylar sivil insanlar üzerinde tedirginlik yaratıyor.
İnsanlar nasıl hareket edeceklerini, ne tür önlemlerle hırsızlık olaylarının önüne geçebileceklerini kendi aralarında tartışır oluyorlar.
Sahi ne yapabilirler?
Kamera taktırıyorlar…
Alarm sistemi tesis ettiriyorlar…
Ama yerleşik bir söz herkesi tedirgin etmeye devam ettiriyor;
‘Hırsıza kilit olmaz!’
Geçen gün bütün yazı Bodrum’da geçiren bir kardeşim evine dönmüş, beni aradı.
‘Abi, hırsızdan bir ses çıktı mı?’
Olaydan sonra yaptığım temasları sıraladım ama hırsızın yakalandığına dair bir bilginin henüz bana ulaşmadığını söyledim.
Sonra bir gelişme oldu.
Emniyet güçlerimiz bir eve giren hırsızı yakalamışlar ve resmini getirerek aynı kişi olup olmadığını teyit amacıyla resmi gelinime göstermişler.
Eli yüzü maskeli birini teşhis etmek kolay değil elbette.
Poliste elindekini haklı olarak salmak istemiyor.
Sonuç ne olur bilemem ama çevre sakinlerinden dikkatli olmaları isteniyor.
Bende burada takılıyorum işte!
Ne yapalım?
Nasıl bir tedbir alalım ki milletin malını gasp peşindeki bu garabetlerden uzak duralım?
Adı üzerinde, hırsız.
Bu ahlaksız bir şekilde benim evime girerse ve benimle karşı karşıya gelirse, ne yapmalıyım?
Onun üstü doludur, benim çakım bile yok!
Biri bana söylesin;
Bilemedim, sahi ne yapmalıyım?