YILLARDIR bir inat silsilesi devam ediyor.
Bir Samsun-Trabzon düşmanlığı birileri tarafından körükleniyor.
İddia ediyorum ki bugün bu işi kaşıyanların çoğunun bu anlaşmazlığın kökeninin nereden geldiğini bile bilmiyor.
Düşmanlık gibi addedilen olayın asıl kahramanları Samsunspor ve Trabzonspor…
Yıllarca formasını giydiğim ve her kademesinde görev yaptığım Samsunsporumun bu olayın neresinde olduğunu hatta hiçbir yerinde olmadığını biliyorum.
Aynı sözleri Trabzonspor camiası için de söyleyebilirim.
Zira karşılıklı her maçtan sonra maçın oynandığı şehirde maç sonrasında çıkan olayların içinde asla iki camianın temsilcileri olmamıştır.
Hatta benim fazlasıyla Samsunculuğumdan rahatsız olanlar, Trabzonspor’un bir maç oynamak için geldiği Samsun’da, o günün Trabzonspor Başkanı sevgili Faruk Nafiz Özak ağabeyime benim için ‘Trabzon için sürekli konuşuyor’ diye şikayet ettiklerinde beni iyi tanıyan sayın başkanın nasıl bıyık altından güldüğünü hatırlıyorum.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin Orta Karadeniz Fuarı için kurduğu çadırın renkleri bordo-mavi olunca kıyamet kopmuş.
Ya da birileri tepkileri böyle göstermek istemiş.
Sakaryaspor maçı için Sakarya’ya giden Samsunsporlu taraftarların üzerinden zorla kırmız beyazlı formaların çıkartılması ne kadar ilkel ve yanlışsa…
Bugünün Samsun’unda hala başka renklere takılmak da o kadar hatalıdır.
Hatırladığım başka bir husus;
Ben kendilerini görmedim ama Samsunspor’u desteklemek için Trabzon’dan bir grup Trabzonsporlu taraftar grubu bu şehre gelmedi mi?
Onlar bu kentte Samsunsporlu taraftar grupları tarafından misafir edilmedi mi?
Sorunun aslında Samsun’da hem siyasette hem de bürokraside genelde Trabzonlu hemşerilerimizin ön plana çıkmasından bir rahatsızlık duyulduğunu biliyorum.
Ama hepimiz bilmeliyiz ki;
Siz bu kentin ruhunu benimsemiş olduğunu düşünen insanlar olarak bu görevlere talip olmazsanız…
Başka birileri bu boşluğu doldurmak için öne çıkacak ve talip olacaktır.
Bu kentte yaşayan…
Bu kentte kazanan…
Ailesini, iş hayatını ve sosyal yaşantısını bu kentte kuran ve devam ettiren herkesin her türlü göreve talip olmaya hakları olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Hepsinden öte Karadeniz havzasından yaşayan bizlerin birbirimize sahip çıkmamız ve birbirimizi ötelemememiz gerekiyor.
Başka bölgelerin hükümranlığıyla ancak Karadeniz birlikteliği ile mücadele edebilir ve aşabiliriz.
O nedenle;
Renklere takılmayın.
Düşmanlıklardan beslenenlerin gazına gelmeyin.
Bu kentte, her bölgeden insanlarımızla kardeşçe yaşamanın yine bu kentin âli menfaatleri gereği olduğunu fark edin.
Ayrı düşmenin değil,
Birleşmenin,
Birlikte hareket etmenin Karadeniz kentlerini daha da gelişmesi ve güçlenmesi için önemli olduğunu asla unutmayın.
Samsun’da, Trabzon’da, Ordu’da, Giresun’da, Rize’de doğmuşsunuz ne fark eder.
Özümüz bir.
Sözümüz bir.
Gelin gücümüz de bir olsun…
Renkleri kaşımanın hiçbirimize faydası yok,
İnanın…