DEVENİNboynu misali düz bir tarafımız kalmadı maşallah.
Yasalar var mı, var.
Ama kimin için, ne için?
“Zamana, yöreye, topluma uygun mu, değil mi”diye düşünmüşler mi?
Yoruma açık uygulamaların doğruluğu var mı?
Birilerinin keyfi taleplerinin yarattığı sonuçlar, uygun çözümlere ulaşıyor mu?
Soru çok elbette.
“Cevaplarda herkesin işine geldiği gibi” desem çoğunuz yadırgamazsınız.
Yasalarımızın, konulan kurallarımızın çoğu derinlemesine düşünülmeden yapılmış.
Hem de ahir zamanda.
Birileri, “Böyle olsun”demiş.
Birileri de, “Eh, olsun” deyivermiş.
Bunu sadece ben veya siz söyleseniz, “Yav, siz hukukçu musunuz? Ahkam kesmeyin”demek en tabii hakkıdır itiraz edenin.
Ama bugün ciddi hukukçular ve siyasetin önde geleni de öncelikle Anayasa’nın yeniden ve Türkiye gerçeklerine göre yazılmasını talep ediyorlar.
Hepsinden vazgeçtim size günlük hayatımızdan bir örnek vererek devam edeyim.
Siz, hiç çöp konteynırlarının hangi ölçüm ve kurallara göre kaldırımlara yerleştirildiğini düşündünüz mü?
İhtiyaca göre, diyebilirsiniz.
Belli mesafe aralıklarıyla yerleştiriliyordur herhalde de deseniz çok yanlış gelmeyecektir size.
Ama öyle değil!
Bir büyük kurum yerleştiriyor.
Bir başka kurum içindeki çöpleri topluyor.
Ama uygunluğu konusunda muhatap aramaya çalıştığınızda iki kurumda topu birbirine atıyor.
Doğru olanı belli aralıklarla yerleştirilmeleri.
O zaman elinde çöp poşeti ile çıkan her ev sakini, kapısından çıktığında diğer komşularıyla eşit mesafede çöpünden kurtulabilir.
Kimisi, “Çöp konteynırı benim apartmanımın değil diğer apartmanın önünde olsun” çabasında olacağı gerçeğini de unutmayarak devam edelim.
Sırf bu sayede konteynırların dershanelerin önünde olamayacağını öğrenmiş oldum.
Öyle bir kural varmış!
Ama kendilerine ait bir bahçeleri var mı?
Yeterli araç otoparkına sahipler mi?
Milli Eğitimin istediği her şartı yerine getiriyorlar mı?
Bunların hiçbirisi önemli değil.
Çöp konteynırı onların önünde olmasın yeter!
Ya, nerede olsun?
Başka bir evin önünde.
Evlerde insan yaşamıyor çünkü!
Kokacaksa onların burnuna koksun, değil mi?
Nasıl olsa kuzu gibi milletiz.
Bize de, her şey müstahak!