YILLARCA bekleyen bir şehirde yaşıyoruz.
Neyi bekliyoruz?
Yatırımları…
Verilen sözlerin yerine getirilmesini…
Samsun’un bir tarımsal sanayi kenti olmasını…
Turizmde harikalar yaratılmasını…
Bafra ve Çarşamba ovalarının sulama ve kurutma projelerinin nihayetlenmesini…
Ulaşım problemlerinin çözülmesini…
Samsun şehir içi trafiğini rahatlatacak adımların atılmasını...
Huzur ve asayiş bakımından halkına güven veren bir şehir olmasını…
Bir emekli cenneti olarak anılan bu kentin hakikaten emekliler ve yaşayanları için sanal cennet olmaktan kurtulmasını…
İstihdamın arttırılarak işsiz, aşsız insan sayısının azaltılmasını…
Kent sokakların güvenli bir hale getirilmesini…
Kozmopolit bir yapıya sahip olmasına rağmen hiç olmazsa Arap ve yabancı kökenliler tarafında işgal edilmesinin önüne geçilmesini…
Sağlık kenti olan Samsun’un sağlık hizmetlerinde halkının umursanmasını…
Dikey yapılaşmanın sona erdirilerek peyzaj konularına önem verilmesini…
1970’li yıllarda denize paralel yapılan ama artık miadı sona ermekte olan Kanalizasyon İshale Hattı’na yeni bir projenin eklenmesini…
Yağmur suları ile atık su hatlarının birbirinden ayırt edilmesini…
Cadde ve sokaklarda yayaya, engellilere hürmet ve saygı gösterilmesini…
Hadi hiç biri olmadı, bürokraside yer alanlar tarafından maaşlarını kendi sayelerinde aldıkları insanlara itibar etmelerini…
Daha sayarım isterseniz.
Ama siz geçen yıllarda bunlardan hangi birinin nihayete erdiğini bir düşünün hele.
Yani;
Bizim yeni vaatlere ihtiyacımız yok.
Mevcutları halledin yeter.
Ama olmaz!
İlk gelen de,
Son gelen de,
Bir şekilde seçim nedeniyle ziyaret eden de ha bire vaat ediyor;
O yapılacak…
Bu yapılacak…
Bu projelendirilecek!
Şu projelendirilecek!
Cek…
Cak..
Atın gitsin.
Nasıl olsa hiç biri olmayacak…